Anılan çek, yasal süresinde muhatap bankaya ibraz edilmediği için TTK.nun 796. ve 808. maddeleri gereğince alacaklı müracaat hakkını kaybettiğinden, borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus özel yol ile takip yapılamayacağı gibi, dayanak belge bu hali ile adi havale vasfını taşımakta olup borç ikrarını içeren nitelikte belge sayılamayacağından yani, İİK.nun 68/1. maddesinde belirtilen belge mahiyetinde de olmadığından alacaklının sözü edilen belgeye dayalı olarak icra mahkemesinde itirazın kaldırılmasını istemesinin mümkün olmadığı-
Tanzim edenin isminin yanında ise "Ant." ibaresinin yazılı olduğunun görüldüğü, sözü edilen kısaltma, herhangi bir tereddüte meydan vermeyecek şekilde bir idari birimi göstermediğinden tanzim yeri olarak kabulü mümkün olmadığından, takip dayanağı bonoda tanzim yeri unsuru bulunmadığından anılan belgenin kambiyo senedi vasfı taşımadığı, dolayısıyla, dayanak belge bono niteliğinde olmayıp, adi senet hükmünde bulunduğundan bu belge, 6098 sayılı TBK.'nun 146. maddesinde (mülga 818 sayılı BK.'nun 125. maddesi) düzenlenen on yıllık zamanaşımına tâbi olup; söz konusu senetteki alacak ile ilgili olarak on yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı- Zamanaşımı itirazı mahkemece re'sen nazara alınacak itirazlardan olmayıp, bu hususun re'sen incelenmesinin de doğru görülmediği- Takibe dayanak yapılan senet üzerindeki imzaya, borçlular tarafından ayrıca ve açıkça itiraz edilmediğinden bu belge, İİK'nun 68/1. maddesinde yer alan ve alacaklıya genel haciz yolu ile takip yapma imkanı tanıyan mücerret borç ikrarını içeren bir belge niteliğinde olup, buna karşılık borçlular, borcun aslına yönelik itirazlarını aynı nitelikte belgelerle kanıtlayamadıklarından, mahkemece, itirazın kaldırılması isteminin kabulü gerekeceği-
"Çekin ibraz kaşesinde karşılıksız şerhinin yazılmadığı" ileri sürülerek yapılan şikayetin kabulüne karar verilmişse de, çek yasal on günlük sürede muhatap bankaya ibraz edildiğinden, yetkili hamil olan alacaklının, anılan çeke dayalı olarak borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi yapabileceği-
Çeki keşide eden kimsenin, bu çekin karşılığı olan miktarı, ibraz süresince muhatap banka nezdinde bulundurmasının zorunlu olduğu, dolayısıyla, alınan ödeme yasağı kararı nedeniyle, borçlu tarafından karşılığı bulundurulan çek bedelinin ödenmemesinden dolayı çek tazminatından sorumlu tutulamayacağı-
Lehtar ve keşideci sıfatının birleşmesi durumunda, düzenlenen senedin, bono niteliğinde sayılmayacağı- Keşideci ve lehtar arasındaki hukuki durumun cirantayı etkilemeyeceği-
Çekin keşide tarihi üzerinde yapılan değişikliğin altına atılmış olan parafın ay ve yılı kapsadığının kabul edilmesi gerekeceği-
Vade unsurunu taşımayan senedin, görüldüğünde ödenecek bono olarak düzenlendiğinin kabulü gerekeceğinden, bu eksikliğin senedin bono olma vasfını etkilemeyeceği- Vadesi gösterilmemiş bononun bir yıl içinde ibraz edilmemiş olmasının, zamanaşımı müddeti dolmadıkça senet keşidecisini sorumluluktan kurtarmayacağı- İcra takibinin borçluları, bonoyu tanzim eden (keşideci) ve onun lehine aval veren avalist olup, tanzim tarihinden itibaren 1 yıllık ibraz müddeti ve onun bitiminden itibaren 3 yıllık zamanaşımı süresi içinde takibe geçildiğine göre, borçlular hakkındaki takipte bir usulsüzlük bulunmadığından müracaat hakkının düştüğünden bahsedilemeyeceği-
Tanzim yerinin yazılmış olmasının bononun şekil şartı olduğu- Tanzim yerinin "kent, ilçe, bucak, köy" gibi idari birim adı olarak yazılmasının yeterli olup, ayrıca adresin yazılmasının şart olmadığı- Borçlu şirketin kaşesinde belirtilen adresin senedin tanzim yeri olduğu-
TTK'nun 687. maddesi hükmü gereği keşideci borçlunun, lehtara karşı ileri sürebileceği def'ileri (senedin tüketici senedi olarak verilmesi nedeni ile 4077 sayılı Tüketici'nin Korunması Hakkında Kanun'un 6/A maddesi gereğince nama yazılı düzenlenmesi gerektiği iddiasını) takip alacaklısına karşı ileri süremeyeceği hususu nazara alınarak istemin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Alonj üzerine yazılan ibraz şerhinin geçerli olduğu-