Takip alacaklısı Ş. T.A.Ş'nin, ibraz işlemlerini, yönetmelik hükmü gereği, muhatap Y.K. Bankası A.Ş. adına vekaleten yaptığının görüldüğü, takip alacaklısı Ş. T.A.Ş, aynı zamanda muhatap banka durumunda olmadığından ve çek adı geçen banka tarafından, süresi içerisinde ibraz edildiğinden, takip yapan bankanın yetkili hamil olduğunun kabulü gerekeceği- Rehin cirosu iddiası ispatlanamadığı gibi, takip konusu çekin, mal alım satım işlemi gerçekleşmediği için bedelsiz kaldığına ilişkin iddia ise, sadece bu iddianın tarafları arasında ileri sürülebileceğinden, anılan ilişkinin tarafı olmayan diğer kişilere karşı veya diğer kişiler tarafından ileri sürülebilmesinin mümkün olmadığı, o halde, mahkemece, borçlunun kambiyo hukuku bakımından şikayetinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Muteriz borçlunun, senette düzenleyenin imzasının bulunmadığını ileri sürdüğü, düzenleyenin imzasının bulunmaması halinde, düzenleyen için aval vermiş olan şikayetçinin, senet bedelinden dolayı sorumlu tutulamayacağı, bunun tek istisnasının, kambiyo senedi düzenlenmesi için vekaletname verilmesi olduğu, ancak dosyada, düzenleyen tarafından, avaliste verilen ve kambiyo senedi düzenleme yetkisini de içeren bir vekaletname bulunmadığından, senette düzenleyen imzasının bulunmadığı çekişmesiz olup, senet üzerinde atılı olan her iki imza da aval verene ait olduğundan, düzenleyen için aval vermiş olan şikayetçi borçlunun, bono bedelinden dolayı sorumlu tutulamayacağı, o halde mahkemece şikayetçi borçlu hakkındaki takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun iddiası borcun lehdara ödendiğine ilişkin olup üçüncü kişiye yapılan ödemelerin, alacaklıya karşı ileri sürülemeyeceği, üçüncü kişiye yapılan ödemenin borçluyu borçtan kurtarmayacağı, yapılan bu ödemede iyiniyetten bahsedilerek borçlunun borçtan kurtulduğu sonucuna ulaşılamayacağından, borçlu icra mahkemesine başvurusunda TTK.'nun 687. maddesinde belirtildiği gibi alacaklı hamilin bonoyu iktisap ederken bile bile zararına hareket ettiğini iddia ve ispat etmediğine göre mahkemece itirazın reddi yerine kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Takibe konu çekin, aslı yerine "aslı gibidir" şeklindeki sureti ile takibe girişildiği anlaşıldığından, mahkemece, İİK'nun 167/son maddesi hükmü uyarınca takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece görülüp, sonuçlandırılan davada verilen hükmün, çek hamili olan üçüncü kişi tarafından temyiz edildiği, bu hali ile değinilen ilkeler ışığında, mümeyyiz çek hamili bankanın davada taraf sıfatının bulunmadığı ve esasen eldeki davanın tarafı olma imkanının da mevcut olmadığı anlaşılmakla, çek hamili ... T.A.Ş. vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekeceği-
Yargıtay ilamında, takip talebinde, asıl alacağın ve asıl alacağa işlemiş faizin Türk Lirası'na çevrilerek istendiği, bu haliyle, seçimlik hakkının TL yönünde kullanıldığı, bu nedenle faiz hesabının da buna göre yapılması gerekirken, yabancı para alacağına uygulanan faiz üzerinden hesaplama yapılmasının doğru olmadığı gerekçesiyle kararın bozulduğu, başka bir anlatımla, asıl alacak miktarına yönelik bir bozma yapılmadığı halde, mahkemece, asıl alacak miktarı üzerinden faiz hesaplanması gerekirken, bozma ilamı aşılacak şekilde belirlenen miktar üzerinden faiz hesaplamasının yapıldığı-
Borç ipotek ile temin edilmiş olsa bile, elinde kambiyo senedi bulunan alacaklı, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapabilirse de; öncelikle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiğinden, tercih hakkını bu takip türünden yana kullanmış olan alacaklının aynı borca ilişkin olarak (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla olsa da) kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapamayacağı- İİK. mad. 45/1 uyarınca rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip sonucunda rehin tutarı borcu demeye yetmez ise, alacaklının kalan alacağını iflas veya haciz yolu ile takip edebileceği- Kamu düzenine ilişkin bu hususun süresiz olarak şikayet konusu yapılabileceği-
İİK. mad. 167 uyarınca, alacaklının, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, hem kambiyo senetlerine özgü icra takibi ile beraber ayrıca ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi yapmasında bir engel bulunmadığı- Davacı borçlunun borçlu olmadığı miktarın dava tarihleri itibariyle tespit edileceği- Bilirkişiden rapor alınarak öncelikle alacaklının başlattığı icra takiplerinin tarihi itibariyle alacak belirlendikten sonra dava tarihine kadar yapılan ödemeler öncelikle faize mahsup edilerek dava tarihi itibariyle alacak belirlendikten sonra borçlu olunmayan miktar yönünden menfi tespite karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, HMK'nun 297. maddesi gereğince; bilirkişi raporuna neden itibar edildiğinin genel bir ifade ile değil, nedenleri ile birlikte açık şekilde belirtilmesi ve ayrıca borçlu vekilinin takibin iptaline ilişkin ilk iddiası hakkında inceleme yapılıp olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekeceği-
Takip dayanağı çekin, muhatap bankaya TTK'nun 796/1. maddesinde belirtilen yasal süre içerisinde, ibraz edildiği anlaşılmış olup, ayrıca bir protesto çekilmesine gerek olmaksızın hamilin, borçlu hakkında takip yapmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, mahkemece borçlunun imzaya itirazının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-