Alacaklının, yabancı para alacağının TL karşılığını, takip talebinde göstermek zorunda olduğu gibi, buna bağlı olarak bu zorunluluğun ödeme emrinde de yerine getirilmesi gerektiği- Bu noksanlığın kamu düzeni ile ilgili olup, takibin her safhasında re'sen göz önünde tutulması gerekeceği- Takip talebi ve ödeme emrinde 30.233,40 USD yabancı para alacağının harca esas değer olarak Türk Lirası karşılığı gösterilmediğinden 'takibin iptaline' karar verilmesi gerekeceği-
Alacaklı tarafından borçlular aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, borçlu ................'ya ödeme emrinin 11.03.2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 17.03.2016 tarihinde icra mahkemesinde borca itiraz ettiği, itiraz dilekçesinde usulsüz tebliğ şikâyetinin bulunmadığı görüldüğünden, 17.03.2016 tarihinde yapılan itiraz, 2004 sayılı Kanun'un 168 inci maddesinin birinci fıkrasının beşinci bendinde öngörülen yasal beş günlük süreden sonra olup, borca itirazın süre yönünden reddine karar verilmesi gerekeceği, bu sürenin, hak düşürücü süre niteliğinde olduğundan mahkemece re'sen gözetileceği-
Muteriz borçluların murisinin ............ tarihinde vefat ettiği, 3 gün ve 3 aylık süre dolmadan .............. tarihinde muris borçlu aleyhine başlatılan takipte, borçlunun öldüğünün anlaşılması üzerine, mirasçılarına ödeme emri tebliğ edildiği, yapılan takibin İİK'nın 53. maddesine aykırılık teşkil ettiği İİK'nın 16/2. maddesi uyarınca şikayetin süresiz olduğu, mahkemece, kamu düzenine aykırılık teşkil eden bu husus re'sen dikkate alınarak İİK'nın 53. maddesine aykırı olarak takip yapıldığı gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmesi gerektiği belirtilerek mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında şikayetin kabulüne, takibin iptaline karar verilmesinin yerinde olduğu-
Zarar unsurunun gerçekleşmemiş olması halinde, şikayetçinin süresinde veya usulüne uygun olarak ileri sürülen kıymet taktirine itirazı ya da fesat iddiası var ise işin esasının incelenmesi gerektiği- Satış ilanının şikayetçiye bizzat tebliğ edilmesine rağmen süresinde kıymet takdirine itiraz edilmediği, ihalenin şeffaf ortamda yapılmadığı iddia edilmiş ise de şeffaflığı ortadan kaldıran sebeplerin açıklamadığı, fesat iddiasının ispatlanamadığı, ihale bedelinin muhammen bedelin üzerinde olması nedeniyle borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararının bulunmadığı- Mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, ancak şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilmesinin usulsüz olduğu-
Borçlu şirketin tebliğ tarihinde UETS adresi faal olduğundan bu adrese zorunlu olarak yapılan tebligatın da usulüne uygun olduğu- Basiretli tacir kabul edilen şirketin "UETS adresi alındığından bilgileri olmadığına" dair iddianın samimi görülemeyeceği-
Takibe konu bononun ................ CHF ( İsviçre Frangı ) olduğu, alacak miktarının takip talebinde TL olarak gösterilmediği, re'sen yapılan inceleme sonucu bu hususun görüldüğü, dolayısıyla mahkemece söz konusu icra takibinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Muhammen değerinin altında bir bedele satılan taşınmaz yönünden ilan tebligatına ilişkin iddianın değerlendirilmesi gerektiği- Borçlunun tebligata ilişkin olarak tebliği alan kişiyle birlikte yaşamadığı ya da o adreste oturmadığı gibi iddialarının bulunmadığından, tebliğ işleminin şeklen TK'nın 16. maddesine uygun olduğu-
Borçlunun takip talebinde gösterilen bilinen adresine çıkarılan ödeme emri tebligatı iade edilmiş olmasının, adres kayıt sisteminde kayıtlı yerleşim yeri adresine tebligat yapabilmek için yasal şartları oluşturduğu,muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese Tebligat Kanun'unun 21 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilmediği hâlde tebliğ memuru tarafından kendiliğinden ilgili Kanun'un 21/2 nci maddesi uygulanarak tebliğ edildiğinden tebligatın bu hâli ile usulsüz olacağı- Sıra cetvelinde kendisinden önce yer verilen başka bir alacaklının icra dosyasında borçluya yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığını belirterek sıra cetveline itiraz etmesi mümkün olduğu-
Ödeme emri tebligat parçasında yazılı “muhatabın işyeri dışında iş takibinde olduğu” ibaresi Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 21 inci maddesine göre muhatap ve muhatap adına tebliği almaya yetkili kimselerin bulunmadığı anlamında olup, somut olayda Tebligat Kanunu'nun 21 inci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen “tebliğ imkânsızlığı”nın söz konusu olduğu, bu durumda borçlu ticaret şirketinin kayıtlı olduğu ticaret sicil müdürlüğündeki adresine çıkarılan tebligatta tebliğ memurunca Tebligat Yönetmeliği'nin 30 uncu maddesinin birinci fıkrasındaki koşulların araştırılması gerekmemekte ise de, tebligat yapılan adres bir ticaret merkezi olup, tebliğ memurunca komşusuna ulaşıldığına göre belgelendirme unsurunun gerçekleşmesi için komşusuna haber verilerek, isminin sorularak tebligat parçasına yazılması gerekeceği, Kanun'da yazılı mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya haber verme koşulunun aranmamasını gerektirecek bir hâlin bulunmadığı, şu hâle göre borçlu şirkete ödeme emri tebliğ işleminin Tebligat Kanunu’nun 21 inci maddesinin birinci fıkrası ile Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30 ve 31 inci maddelerine göre usulsüz olduğu-
Usulsüz tebligat halinde, TK. 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak bildirilen tarih olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği- İlamsız icra takibinde itirazların, düzeltilmesine karar verilen tebliğ tarihinden itibaren yedi günlük süre içerisinde icra dairesine yapılması gerektiği- Alacaklının sunduğu Whatsapp yazışma içeriği belirsiz olduğundan ve ayrıca öğrenme tarihinin belirlenmesi açısından şikayetçi borçlunun bildirdiği tarihin esas olduğu, bu tarihin aksinin karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabileceği-