Yargıtay denetimine ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporları gözönüne alınarak, ödeme emri tebligat parçasındaki imzanın borçluya ait olmadığının, bu iddiayı ileri süren borçlu tarafça ispatlanamadığının anlaşıldığı, o halde ilk derece mahkemesince tebliğ imzasının kendisine ait olmadığı iddiasının, ispat yükü üzerinde olan borçlu tarafça ispatlanamadığından bahisle şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi yerinde olup, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca borçlu mirasçılarının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu şirkete yapılan dava dilekçesi ekli duruşma gününü bildirir davetiye, "iş yeri yetkilisinin tebliğ anında hazır bulunmaması sebebiyle daimi çalışan Müdür .............. imzasına tebliğ edilmiştir" şerhi ile .......... tarihinde tebliğ edilmişse de, tebliğ işlemi sırasında, tebligatı alan şahsın şirket yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak almaya yetkilendirilmiş, evrak müdürü gibi bir çalışan olup olmadığı tespit ve şerh edilmeden ve yine bu işlerle görevlendirilmiş başka bir çalışan olup olmadığı araştırılmadan doğrudan tebligat yapıldığı, buna göre Tebligat Kanunu'nun 12. maddesi ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 21. maddesinde belirtilen sıra nazara alındığında anılan tebligatın usulsüz olup söz konusu tebligata dayanılarak taraf teşkili sağlandığından söz edilemeyeceği-
Borçlulara yapılan ödeme emri tebliğ işleminin muhatap borçlunun usulsüz tebliğ şikâyeti ile icra mahkemesine başvurması hâlinde, icra mahkemesince incelenebileceği, icra memurunun işlem ve kararlarının değiştirilmesi ya da iptali şikâyet yoluyla başvuru hâlinde icra mahkemesi kararı ile mümkün olduğundan, icra memurunun tebligatta maddi hata, eksiklik olduğundan bahisle verdiği karardan kendiliğinden dönerek bir karar veremeyeceği, icra müdürünün, icra mahkemesinin yerine geçerek tebligatın usulüne uygun olup olmadığını denetleme yetkisinin bulunmadığı-
Haber verilen komşu ismi bulunmadığında tebligatın TK'nun 21/1. maddesine aykırı olduğu- Şirketin kapalı olması durumunda adreste bulunmama nedeninin araştırılması gerekmemekte ise de, komşuya haber verme yükümlülüğünün devam ettiği- İİK. 127 uyarınca satış ilanı tebligatının usulsüzlüğünün başlı başına ihalenin feshi nedeni olduğu-
Her ne kadar şirketin kapalı olması durumunda adreste bulunmama nedeninin araştırılması gerekmemekte ise de, komşuya haber verme yükümlülüğünün devam ettiği, Dairemiz uygulamalarında TK.nun 21/1. maddesinin tüm koşullarının sıkı bir şekilde uygulanmayacağı belirtilmiş olmakla beraber bunun haber verme yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağının, haber verilen komşunun isminin usulüne uygun bir şekilde tutanağa geçirilmesi gerektiğinin anlaşıldığı, buna göre şikayete konu tebligatta haber verilen komşunun ismi yazılmadığından bu hali ile tebliğ işleminin şeklen Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine aykırı ve dolayısıyla usulsüz olduğunun kabulü gerekeceği-
Ödeme emri usulsüz tebliğ edilmişse de, davacı/borçlunun aracına fiilen ................ tarihinde el konulduğu ve takipten bu tarihte haberdar olduğu anlaşıldığından, ödeme emrinin bu tarihte tebliğ edilmiş sayılmasına karar verilmesi gerekeceği-
"Borçlu ... ve diğerleri vekili..." şeklinde yapılan tebligattaki diğerleri ibaresinin tüm borçluları karşılayacak şekilde yeterli olduğu, dolayısıyla satış ilanı tebligatının usulüne uygun olduğu-
Haciz ihbarnamelerinin tamamı TK’nun 21/2 maddesine göre tebliğ edilmiş olup, mazbatalar üzerinde ilgili meşruhatın yazılmaması nedeni ile tebliğlerin usulsüz olduğu- Şikayetçinin taşınmazları üzerine usulsüz tebliğler sonrası haciz konulmuş ise de, şikayetçinin, bahsi geçen taşınmazlarda intikal işlemi yaptırdığı ve hisselerini sattığı görüldüğünden, hiç kimsenin, aleni tapu sicilindeki bir kaydı bilmediğini ileri süremeyeceği ve haciz tarihinde taşınmazın borçlu adına kayıtlı olmasının zorunlu ve yeterli olduğu gözetilerek, şikayetçinin intikal ve satış ile haciz işlemini öğrendiği ve haciz ihbarnamelerinden bu tarihlerde haberdar olduğunun kabulü gerektiği- Yasal yedi günlük süre geçtikten sonra icra mahkemesine yapılan başvurunun süre aşımı nedeniyle reddi gerektiği-
Her ne kadar şirketin kapalı olması durumunda adreste bulunmama nedeninin araştırılması gerekmemekte ise de, komşuya haber verme yükümlülüğünün devam ettiği, Dairemiz uygulamalarında TK.nun 21/1. maddesinin tüm koşullarının sıkı bir şekilde uygulanmayacağı belirtilmiş olmakla beraber bunun haber verme yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağının, haber verilen komşunun isminin usulüne uygun bir şekilde tutanağa geçirilmesi gerektiğinin anlaşıldığı, buna göre şikayete konu tebligatta haber verilen komşunun ismi yazılmadığından bu hali ile tebliğ işleminin şeklen Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine aykırı ve dolayısıyla usulsüz olduğunun kabul edilmesi gerekeceği-
Ödeme emrinin tebliğ edildiği şahsın temsil yetkisinin ödeme emri tebliğinden önce sona ermiş olduğu anlaşılmakla, borçlu şirkete yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu, o halde mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin kabulüyle TK'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ tarihinin, öğrenme tarihine göre düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-