Hükmi şahıslara ne şekilde tebligat yapılacağının 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerinde belirlendiği, borçlu şirketin tebligat adresinin, ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması ve tevziat saatlerinde kapalı bulunması veya tebligatın alınmasından imtina edilmesi halinde, bu adrese 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. ya da 35/4. maddelerine göre tebligatın yapılması gerektiği, somut olayda tebligat, davacı şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresine yapılmadığından, tebliğ işleminin Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine aykırı olduğu, inceleme izni istenilerek incelenen ve iş bu dosyaya dayanak .......... İcra Müdürlüğünün ............ Esas sayılı icra dosyasına dayanılarak açılan ........... İcra Ceza Mahkemesinin ........... E. ve .......... E. sayılı dava dosyalarında, bizzat borçlu şirket yetkilisine, 22.06.2016 tarihinde, şikayet dilekçesinin tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, bu durumda borçlu şirketin bu haliyle en geç, 22.06.2016 tarihi itibariyle, icra takibinden ve tebliğ işleminden haberdar olduğunun kabulü gerekeceğinden, 10.11.2020 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvurunun, İİK'nın 16/1.maddesinde öngörülen yedi günlük süreyi aştığı-
Borçlu şirket adına çıkarılan tebligat " aynı adreste evrak almaya yetkili daimi çalışan ............. imzasına tebliğ edilmiştir" şerhi ile tebliğ edilmiş ise de, tebliğ işlemi sırasında, tebligatı alan şahsın şirket yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak almaya yetkilendirilmiş, evrak müdürü gibi bir çalışan olup olmadığı tespit ve şerh edilmeden ve yine bu işlerle görevlendirilmiş başka bir çalışan olup olmadığı araştırılmadan doğrudan tebligat yapıldığı, buna göre Tebligat Kanunu'nun 12. maddesi ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 21. maddesinde belirtilen sıra nazara alındığında ödeme emri tebligatının usulsüz olduğu, davalı taraf duruşma açılmadan karar verildiğini, davaya ilişkin cevaplarını mahkemeye sunduğu, ayrıca davacının sigorta hizmet listesindeki sorgu tarihi itibarı ile takipten haberdar olduğunu beyan etmiş ise de icra dosyasında takip borçlusunun takipten daha önce haberdar olduğuna yönelik kaydının olmadığı, sigorta hizmet listesindeki sorgu tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilemeyeceği-
Usulsüz tebligat şikayetine ilişkin uyuşmazlıkta, USD alacağın tahsili istenmekle birlikte, takip talebinde ve icra emrinde yabancı para alacağının TL karşılığı gösterilmediği, harca esas değerinin Türk Lirası olarak yazılı olmadığı görüldüğünden, kamu düzeni ve devletin hükümranlık haklarına ilişkin bu noksanlığın icra mahkemesince takibin her safhasında re'sen göz önünde tutularak takibin iptaline karar verilmesi gerektiğini-
Takip talebinde borçlunun adresinin mernis adresi ile aynı olduğu, mernis adresine çıkartılan tebligatın muhatabın o anda adreste bulunmaması, çarşıda olması sebebiyle muhatap yerine muhatap ile birlikte aynı çatı altında beraber ve sürekli oturduğunu beyan eden tebellüğe ehil babası ......... adına tebliğ edildiği, tebligatta tebliğ tarihinin ve tebliğ eden memurun adının yazılı olmadığı, kaşede 04.02.2019 tarihinin yer aldığı, Tebligat Kanunu 39 uncu maddeye göre, bu kanun hükümlerine göre kendilerine tebliğ yapılması caiz olan kimselerin o davada hasım olarak alakaları varsa muhatap namına kendilerine tebliğ yapılamayacağı, borçlu adına ödeme emri tebligatı icra takibinde borçlu olan babasına yapılmış olduğundan yapılan ödeme emri tebligatının Tebligat Kanunu 39 uncu maddeye göre usulüne aykırı olduğu, 18.04.2019 tarihli hacizde borçlunun hazır olduğu belirtilmiş ise de borçlunun adının yazmadığı, haciz tutanağında imzasının bulunmadığı, bu nedenle bu tarihin ıttıla tarihi olarak değerlendirilemeyeceği, borçlunun çalıştığı ............ adına maaş haciz müzekkeresinin 19.04.2019 tarihinde tebliğ edildiği, .................. tarafından müzekkereye verilen cevapta personel ............nın maaşından iki farklı icra dosyasından maaş haczi nedeniyle yapılan ödemelerin ardından şikayete konu icra dosyasının maaş haczi sırasına alındığı belirtildiğinden, borçlunun maaşından dava konusu icra dosyasından herhangi bir kesintinin yapılmadığı, bu tarihin de ıttıla tarihi olarak değerlendirilemeyeceği-
Davacı borçlu vekili "vekillik görevinden istifa ettiğini" bildirmişse de, icra dosyasında istifa dilekçesinin davacı borçlu asile tebliğ edildiğine dair tebliğ mazbatasına rastlanmadığından, vekillerin istifasının borçlu asile tebliğ edilmemesi sebebiyle yasal olarak vekalet görevinin sona erdiğinden söz edilemeyeceği- İstifa dilekçesinin asile tebliği için gerekli masrafın istifa eden vekiller tarafından karşılanması gerektiği- Avukatlık Kanunu'nun 41. maddesine göre vekalet ilişkisinin devam ettiği, bu durumda istifa eden vekile yapılan tebligatın usule uygun olduğu-
Dosya içerisinde bulunan sicil kaydı örneğine göre borçlu şirketin ödeme emri tebliğ edildiği tarih itibari ile adresinin ''.................................'' olduğu, borçlu şirketin ............... tarihli genel kurul kararı ile ödeme emri tebliğ tarihinden sonra sicile kayıtlı adresini değiştirdiği, adres değişikliğinin 29.06.2020 tarihinde ilan edildiği, bu nedenle usulsüz tebligata yönelik şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken şikayetin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesinin yasaya uygun olmadığı-
Kiracının kira sözleşmesinde adresinin ................... adresi olarak belirtilmesine rağmen, bilinen adres olan bu adrese tebligat çıkartılmaksızın davacının iade gelen eksik adres bildirilen tebligat üzerine doğrudan mernis adresine TK'nın 21/1. maddesi gereğince tebligat yapılması ve bu tebligatın iade gelmesi nedeniyle TK'nın 21/2. maddesi gereğince yapılan tebligat usulsüz olduğundan, TK'nın 10. maddesi gereğince bilinen adrese tebligat çıkartılmadan mernis adresine doğrudan tebligat çıkartılmasının usulsüz olduğu-
Ödeme emri tebligatının bila tebliğ iade edilmesi üzerine, alacaklının, borçlunun mernis adresine TK'nın 21/2. maddesi gereğince tebligat gönderilmesi talebinin icra müdürlüğünce reddedilmesi nedeniyle ödeme emri tebligatının TK'nın 21/1. maddesi gereğince yapıldığının tespit edildiği, buna göre de TK'nın 21/2. maddesindeki şartların oluşup oluşmadığının araştırılamayacağı, TK'nın 21/1. maddesine uygun yapılan tebliğ işlemi nedeniyle takip kesinleştikten sonra uygulanan hacizlerin de usulüne uygun olduğu- Borçlunun icra mahkemesine başvuru dilekçesinde ileri sürdüğü ve aşamalarda tekrar ettiği, İİK'nın 58. maddesine dayalı olarak takip dayanağı belgenin takip dosyasına sunulmadığına ilişkin şikayetinin, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerince incelenmemesi isabetsiz ise de; söz konusu iddia İİK'nın 16. maddesi gereğince 7 günlük şikayet süresine tabi olmakla, usulüne uygun olduğu kabul edilen 10.5.2018 tarihli ödeme emri tebliğine göre 06.01.2021'de yapılan şikayetin süresinde olmadığı anlaşıldığından bu husus bozma sebebi yapılmamış olup, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi gerekeceği-
Mahkemece, Noterler Birliği'ne ..............İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne ve ............ Vergi Dairesine yazılan müzekkere cevaplarından ve şikayetçi/ borçlu şirketin vekaletnamesinden, ödeme emrinin borçlu şirkete ait olmayan bir adrese tebliğ edildiği adresin "........... hukuk bürosu isimli" bir yere ait olduğu, Vergi Dairesinden gelen müzekkere cevabı ekindeki vekaletnameden, ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste faaliyet gösteren Avukatlık Ortaklığı'na verilen yetkilerin sadece mali işlerle ilgili vergi dairesinde yapılabilecek iş ve işlemlere yönelik olduğu, kaldı ki takibin ilamlı değil, genel haciz yoluyla ilamsız takip olduğu göz önüne alındığında TK m. 10 uyarınca muhatabın bilinen adresine tebligat çıkarılması gerektiği somut olayda ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunun anlaşıldığı, TK m. 32 'de "Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur" düzenlemesine yer verildiğinden şikayetçinin öğrenme tarihi olarak bildirdiği tarihin aksi alacaklı tarafça iddia ve ispat da edilmediği, mahkemece aynı gerekçelerle şikayetin kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği-
Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçeli kararında; takip dayanağının, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 35/A maddesinde düzenlenen “uzlaşma tutanağı” niteliğinde olduğu değerlendirilerek, tutanağın karşılıklı edimler yüklediği ve şarta bağlı düzenlenmeler içerdiği gerekçesiyle İİK’nın 38. maddesi kapsamında belge olmadığından bahisle takibin iptali gerektiği sonucuna varılmış ise de, somut uyuşmazlıkta, takip konusu yapılan ............ Sulh Hukuk Mahkemesinin .............. sayılı kararının, 08.02.2019 tarihli arabuluculuk anlaşmasının, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/3. maddesinde belirtildiği üzere arabuluculuğa ve cebri icraya elverişli olduğundan bahisle, arabuluculuk anlaşma tutanağına icra edilebilirlik şerhi verilmesine ilişkin olduğunun görüldüğü, buna göre Avukatlık Kanunu’nun 35/A maddesinin somut uyuşmazlıkta uygulama yerinin olmadığı, o halde, Bölge Adliye Mahkemesince, şikayetin, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu kapsamında incelenmesi suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-