Yasanın para cezasına ilişkin bu hükmünün emredici nitelikte olup, kamu düzenine ilişkin bulunduğundan re'sen uygulanması gerekeceği- Hukuk Genel Kurulu'nun 06.10.2004 tarih ve 2004/1-433 Esas sayılı kararında da benimsendiği üzere; kamu düzenine aykırılıkta aleyhe bozma ilkesi de nazara alınamayacağı-
Bölge Adliye Mahkemesince, HMK’nin yukarıda yazılı hükümleri gereğince; Bölge Adliye Mahkemesince borçlunun istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü tüm istinaf nedenleri incelenerek bir değerlendirme yapılması gerekirken, bazı istinaf nedenleri hakkında bir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu- İcra Mahkemesince işin esasına girilmesine rağmen ihalenin feshi isteminin, hukuki menfaat yokluğundan usulden reddedilmesi ve şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilmemesinin yerinde olmadığı-
İflasına karar verilen şirket, medeni haklardan istifade ve medeni hakları kullanma ehliyetini kaybetmiş olmayacağı; sadece, İİK'nın 191. maddesi gereğince, iflas masasına giren hak ve mallar üzerinde tasarruf hakkını kaybedeceği, bir başka deyişle, anılan mallar üzerindeki tasarruf yetkisinin iflas masasına geçeceği- Bu durumda, ihalenin feshinin talep edilmesi ile müflis şirketin, o mal üzerinde tasarrufta bulunduğu sonucuna varılamayacağı- Dolayısı ile müflis şirketin, icra takibinde borçlu olması nedeniyle, İİK'nın 134. maddesine göre ihalenin feshi isteminde bulunma hakkı olduğu- Bu hakkın kullanılması, yukarıda da belirtildiği üzere, İİK'nın 191. maddesinde belirlenen mallar üzerinde tasarrufta bulunulduğu anlamına gelmediğinden, borçlu şirket iflas etse dahi, İcra Mahkemesinde bu şikayeti yapabileceği- Öte yandan, iflasın hukuki sonuçları, iflas kararının verilmesi ile (iflasın açılması anında) doğduğu, iflasın açıldığı anda, müflisin haczedilebilen bütün mal, alacak ve hakları kendiliğinden iflas masasını oluşturduğu-İİK’nın 226. maddesinin 1. fıkrası uyarınca iflas idaresi, iflas masasının kanuni mümessil bulunduğu; İflas idaresi masanın kanunî mümessili olduğundan, iflas masası ile ilgili davalar (şikâyetler) iflas idaresi tarafından (veya iflâs idaresine karşı) açılır; iflâstan önce müflis tarafından (veya müflise karşı) açılmış olan davalara (şikâyetlere), iflas idaresi tarafından devam edileceği-
Doğal afet durumunda kıymet takdiri süresi-
İhalenin feshi talebinin esastan reddi nedeni ile şikayetçi hissedar aleyhine hükmedilen para cezasının oranı değerlendirildiğinde; Somut uyuşmazlıkta, şikayetçi/hissedar aleyhine ihale bedelinin %10'u oranında para cezasına hükmedilmiş ise de, 7343 sayılı Kanun'la değişik İİK'nın 134/5-3 maddesi gereğince fesih gerekçeleri ve fesih isteyenin sıfatı göz önünde bulundurulduğunda davanın ihale sürecini uzatmaya matuf olmadığı görülmekle, Anayasa'nın 13.maddesinde düzenlenen ölçülülük ilkesi de nazara alınarak ihale bedelinin %10'u olarak belirlenen para cezasının %5 oranında belirlenmesinin hak, nesafet ve ölçülülük ilkelerine uygun olacağı-
Mahkeme, para cezasına hükmedecekse oranını davacının ihale sürecini uzatma amacı ile hareket edip, etmediğine ve fesih iddiasının ağırlığına göre ölçülü şekilde belirlemelidir. Para cezasının oranı, hem istinaf aşamasında, hemde temyiz aşamasında re'sen değerlendiriliceği- Hukuk Genel Kurulu'nun 06.10.2004 tarih ve 2004/1-433 Esas sayılı kararında da benimsendiği üzere kamu düzenine aykırılıkta aleyhe bozma yasağı ilkesi nazara alınamayacağı-
İhalenin feshini istemeyen davalı borçlunun, 3. kişi tarafından ileri sürülen ihalenin feshi talebinin reddine dair karar nedeniyle aleyhine hüküm kurulmadığı da dikkate alındığında; kararı temyiz hakkı olmadığı-
12. HD. 18.11.2024 T. E: 4740, K: 9465
Dava harcının diğer dava şartlarından önce geldiği- Mahkemece, kanunda belirtilen istisnai taraflar dışında kaldığı anlaşılan davacıya nispi harç ve akabinde ihale bedelinin %5'i oranında teminat yatırtılmadan yargılama yapılmasının hatalı olduğu- Mahkemece öncelikle davacıya nispi harcı tamamlaması için Harçlar Kanunu'nun 30. maddesi uyarınca işlem yapılması ve akabinde teminatın yatırtılması gerektiği-
Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece alınan rapora itiraz edilmemiş olmasının itiraz üzerine verilen kararın ihalenin feshi aşamasında incelenemeyeceği anlamına gelmeyeceği- Mahkemece tespit edilen değerin, ihaleye esas alınan muhammen bedelin üzerinde olması halinde bu durumun borçlu ve alacaklı aleyhine sonuç yaratacağı ve başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-