Bölge Adliye Mahkemesince, % 5 oranında para cezasına karar verilmesi yerinde ise de, para cezasının, şikayete konu ihale bedeli olan 14.000.000,00 TL yerine muhammen değer olan 23.240.000,00 TL üzerinden hükmedilmesi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının belirtilen nedenle bozulması gerekmesine rağmen, anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
12. HD. 06.12.2023 T. E: 7550, K: 8335
Kredi sözleşmesi ile kefil olduğu krediyi ödeyerek alacağı temlik alan rehinli taşınmaz maliki ........'nın, borçtan kişisel olarak sorumlu olması nedeniyle TMK'nın 884/1 maddesine dayanarak ipotekli takibe devam etmesi ve kendi taşınmazı dışında müşterek rehne konu olan diğer taşınmazın satışını istemesinin ve satış yapılmasının mümkün olmadığı, ihaleden önce dosya borcu ödenerek sona erdiğinden, bu hususun mahkeme tarafında da re'sen gözetilmesi gerekeceği, o halde, İlk Derece Mahkemesince, şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Harcın yatırılmamasının yaptırımının, " ...davanın açılmamış sayılması," harç yatırılmakla birlikte teminatın yatırılmamasının yaptırımının ise "...davanın dava şartı noksanlığından usulden reddi" olduğu- Mahkemece, icra takibinde ipotek veren olup, kendi taşınmazı dışındaki bir başka taşınmazın ihalesinin feshini isteyen şikayetçiye öncelikle nispi harç ve akabinde ihale bedelinin % 5' i oranında teminat yatırtılmadan yargılama yapılmasının hatalı olduğu-
7343 sayılı kanun ile değişik İİK'nın 134. maddesinin 5. fıkrasının 3. bendi uyarınca; icra mahkemesinin, işin esasına girerek talebin reddine karar verirse ihalenin feshini talep edeni feshi istenen ihale bedelinin yüzde onuna kadar para cezasına mahkum edeceği, Yasa'nın para cezasına ilişkin bu hükmünün emredici nitelikte olup, kamu düzenine ilişkin bulunduğundan re’sen uygulanması gerekeceği, Hukuk Genel Kurulunun 06.10.2004 tarih ve 2004/1-433 Esas sayılı kararında da benimsendiği üzere; kamu düzenine aykırılıkta aleyhe bozma ilkesinin nazara alınamayacağı-
12. HD. 06.12.2023 T. E: 5821, K: 8291
12. HD. 06.12.2023 T. E: 6589, K: 8294
Şikayetçi ............’ün maliki olmadığı ..... ada ........ parselde kayıtlı olan taşınmaz için diğer şikayetçinin ise maliki olmadığı ... ada ......... parselde kayıtlı taşınmaz için aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı, maliki oldukları taşınmazlar yönünden ise şikayette aktif husumet ehliyetinin bulunduğunun kabulü gerekeceği, buna göre, 7343 sayılı Kanun'la değişik İİK'nın 134/5-3 maddesi gereğince fesih gerekçeleri ve fesih isteyenin sıfatı göz önünde bulundurulduğunda davanın ihale sürecini uzatmaya matuf olmadığı görülmekle, Anayasa'nın 13. maddesinde düzenlenen ölçülülük ilkesi de nazara alınarak para cezasının, şikayetçi ipotek malikleri yönünden ayrı ayrı maliki oldukları taşınmazların ihale bedelinin %5 oranında belirlenmesinin hak, nesafet ve ölçülülük ilkelerine uygun olacağı-
Arsa vasfındaki taşınmazın muhammen değeri 09.07.2021 tarihi itibariyle 11.421.685,27-TL olup, özellikleri dikkate alındığında, her yöreden alıcısı çıkabilecek nitelikte bir mal olduğu anlaşılmakla, ilanın mahalli gazetede yapılmasının talep ve talibi azaltıcı nitelikte olduğunun kabulü gerekeceği, satışa diğer paydaşlardan başka katılan olmadığı gibi taşınmazın muhammen bedelinin çok altında satıldığı da dikkate alındığında ilan ve duyuruların yeterli olmadığının görüldüğü, o halde, Bölge Adliye Mahkemesince ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
İlk Derece Mahkemesinin hükmün davacıya tefhim edildiği kısa kararında istinaf süresinin davacı yönünden tefhimden itibaren başlayacağının açıkça bildirildiği, kısa kararda kanun yoluna başvuru hususunda herhangi bir yanıltma bulunmadığı, tefhim edilen kısa kararın gerekçe dahil tüm unsurları kapsamasının gerekli olmadığı, bu konuda HMK ve İİK'da emredici bir hüküm bulunmayıp aksine zorunlu hallerde mazeret dercedilmek sureti ile gerekçeli kararın bir ay sonra yazılabileceği hususunun açıkça düzenlendiği, mahkemelerce iş yoğunluğu nedeni ile duruşma esnasında kısa karar ile hükmün tüm unsurları ve gerekçesinin yazılmasının mümkün olmadığı anlaşıldığından Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçesinin yerinde olmadığı, o halde, Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesinin ............ tarihli ek kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi gerekeceği-