Davacı tarafından açılan menfi tespit davası özü itibarıyla takibe konu edilen senedin sahteliği iddiasına dayandığından, davacı hakkında sahte senet düzenlemek suretiyle dolandırıcılık suçundan kamu davası açıldığı anlaşıldığından, bu durumda HMK'nın 165/1 maddesi gereği ağır ceza mahkemesindeki davanın sonucunun beklenmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, gider avansına yönelik ihtarında gider avansını oluşturan harç, tebligat gibi gider gerektiren işlemlerin kalem kalem açıklanarak, her kalemin miktarını ayrı ayrı göstermesi gerekirken gider avansı olarak nitelenen giderlerin ne olduğu ve ne miktar para yatırılması gerektiği tek tek gösterilmeden soyut ifadelerle kesin süre verilerek dava şartı noksanlığından davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından, hükmün bozulması gerektiği-
Davacının, bankanın başlatmış olduğu takibe ilişkin olarak emekli maaşının haczine 6 yıl boyunca sessiz kalarak, kabul ettikten sonra bu süre boyunca yaptığı ödemeleri geri istemesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu ve iyiniyet kurallarıyla bağdaşmayacağı-
Takibe konu kira bedelleri kefilin sorumlu olduğu süre içinde kalan ay kira bedellerine ilişkin olduğundan, sözleşmeyi kefil olarak imzalayanın anahtar teslim tarihine kadar kira bedellerinden sorumlu olacağından, sözleşmenin müşterek ve müteselsil kefilinin, tahliye tarihine kadar kiralardan sorumlu tutulması gerekeceği-
Borçlunun Cumhuriyet Başsavcılığına başvurusundaki iddiası güvene dayalı senedin verildiği ve borcun ödenmemesi halinde senedin borç miktarı kadar doldurulup takibe konulacağı ancak senedin takibe konu şekilde doldurulduğu iddiası olduğundan borçlunun iddiasının senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu iddiası olduğu, mahkemece, İİK'nun 169/a, 170 ve 170/a maddeleri kapsamında borçlunun itirazının esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Üst sınır ipoteğinde borç neye bağlı olursa olsun, taşınmaz; ancak teminat altına alınan miktarla sorumlu olduğundan, taşınmaz maliki 3. kişi olup borçtan da asaleten veya kefaleten sorumlu olmadığından, MK 887. maddesi uyarınca taşınmaz malikine gönderilen ihtarın muacceliyet ihtarı olduğu kabul edilip bu tarihten itibaren alacağa faiz yürütülmesi, taşınmaz malikinin ve taşınmazın bu faizden sorumlu tutulamayacağı-Mahkemece kararda harç, masraf ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Borçlunun, menfi tespit davasına bakan mahkemece tayin edilen teminattan ayrı olarak, icra müdürlüğüne talep anına kadar fer'ileri ile birlikte hesaplanan dosya borcunun tamamını nakit olarak depo etmesi ya da bu miktar muteber ve kesin banka teminat mektubunu sunması halinde, alacaklı tarafından takibe devam edilemeyeceği, icra müdürlüğünce İİK'nun 72/3. maddesindeki para tabirine dar yorum getirilerek hacizlerin kaldırılmasına yönelik istemin reddinin isabetsiz olduğu-
Dosyada, takip alacaklısı davalı ile davacı arasında düzenlenen davaya dayanak yazılı bir kira sözleşmesi ve kira alacağından dolayı davacı taraf aleyhine başlatılan herhangi bir icra takip dosyası bulunmadığından, mahkemece, dosyada tüm davacı delillerinin toplanmasından, davalı tarafa dava dilekçesi tebliğ edilerek ve ön inceleme duruşması açılarak, gerektiğinde davacının talebi de açıklatılarak, tüm delillerin birlikte değerlendirilmesinin yapılmasının ve neticesinde oluşacak sonuca göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Mahkemece, icra takibine konu borca ilişkin menfi tespit isteminde, dava konusu aidat miktarı kooperatif genel kurul kararlarıyla belirlendiğinden ve genel kurul kararları da sözleşme niteliğinde olduğundan takip konusu alacak kalemlerine uygulanması gereken azami faiz oranı TBK’nın 120/2. maddesinde düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranı olup, davalı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacağından, takip tarihinden dava tarihine kadar olan dönemde yürürlükte olan yasal faiz oranının yıllık %9 olması da dikkate alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacı kiracı, taraflar arasında 6 yıl süreli ve uzatılan, davalıya ait maden sahasının davacı tarafından işletilmesine ilişkin rödövans sözleşmesine dayanarak bu sözleşmede öngörülen rödövans ödemelerinin teminatı olarak verilen teminat çekinin bedelsiz kaldığının tesbiti isteminde bulunduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlık, hasılat kirası niteliğinde görülen rödövans sözleşmesinden kaynaklandığından görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğu-