6100 sayılı HMK'nun yürürlüğe girmesinden sonra dava açıldığından ve uyuşmazlık da kira ilişkisinden kaynaklandığından, görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu-
Kira sözleşmesi feshedilip kiralanan tahliye edilmediği sürece kiracının kira ödeme yükümlülüğü devam edeceğinden, ilk ve ikinci yıl kira bedellerinin ödenmesinde bir usulsüzlük bulunmadığından, diğer yıllara ilişkin verilen senetlerde ise kira sözleşmesi halen ayakta olup feshedilmediğinden bonoların bedelsiz kaldığından da söz edilmesi mümkün olmadığından, mahkemece davanın tümden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Vekili olmadığı halde,davacı tarafa ücreti vekalet takdir edilmesinin isabetsiz olduğu- Kredi sözleşmesinde bulunan imzanın davacıya ait olmadığı anlaşıldığından, menfi tespit davasının kabulü gerekeceği, davacının "icra takibine itiraz edilmediği, mal beyanında bulunulduğu ve icra mahkemesinde açılan davanın reddedilmiş olduğu"na yönelik savunmasının kabul edilemeyeceği-
Menfi tespit davasının yerel mahkemece kabulüyle takibin duracağı ve yargıtayca kararın bozulmasının takibin durmasını engellemeyeceği-
Alacaklı taraf, borçlunun menfi tespit davası açtığını ve davanın borçlular tarafından açılan menfi tespit davası ile birleştirildiğini, mahkemece, birleşen davada karar verildiğini, kararın Yargıtay ilamı ile onandığını ileri sürdüğünden, bu davada; davalı alacaklı tarafından istemin reddinin talep edilmiş olması halinde, bu davanın zamanaşımını keseceğinin kabulü gerektiği- Mahkemece, anılan menfi tespit davasına ilişkin dosya celp edilip incelenerek sonucuna göre icranın geri bırakılması istemiyle ilgili karar verilmesi gerektiği-
Tarım Kredi Kooperatifleri'nin krediyle ilgili alacak senetlerinin kooperatifin bulunduğu yerdeki mahalle ve ihtiyar heyeti tarafından onaylanacağı, bu şekilde onaylanan senetlerin 1581 sayılı Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Kanunu'nun 12. maddesi uyarıca İİK'nın 38. maddesinde sayılan ilam niteliğindeki belgelerden olduğu, somut olayda, takibe konulan senetlerden her ikisinde de ihtiyar heyeti tasdikinin bulunmadığı, 1346 numaralı senedin 572,00 TL bedelli olarak tanzim edilip senet metnindeki imzanın davacı eli ürünü olmadığı, 1231 numaralı senedin 2.000,00 TL bedelli olup davacı eli ürünü olduğu, 24.03.2011 ve 19.02.2014 tarihli adli tıp kurumu tarafından düzenlenen raporlar ile kesin olarak tespit edildiği, senetlerin ise örnek 4-5 formuna göre 12.229,42 TL üzerinden ilamlı icra yolu ile takibe konulduğunun anlaşıldığı, bu durumda, menfi tespit davasının niteliği dikkate alınarak davacının eli ürünü olduğu belirlenen senet yönünden değerlendirme yapılarak oluşacak uygun sonuca göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Alacaklı tarafından borçlu muris hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinin kesinleşmesinden sonra oluşan zamanaşımı nedeniyle borçlunun mirasçıları tarafından TTK.nun 662, 726, 730 ve İİK.nun 71 ve 33-a maddeleri uyarınca icra mahkemesinden icranın geri bırakılmasına karar verilmesinin istendiği, borçlu tarafından alacaklı aleyhine açılan menfi tespit davası zamanaşımını kestiğinden, mahkemece, şikayetin reddine karar verileceği-
Çekin düzenleme tarihinin tahrif edilmiş olduğu- Düzenleme tarihinden önce, çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazının geçersiz olduğu- Usulüne uygun bir şekilde ibraz bulunmadığından dava konusu çek ile ilgili olarak kambiyo hukukundan kaynaklanan hakların yitirilmiş olduğu bu durumda, son hamil olan davalının, TTK. mad. 732 uyarınca sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre keşideci davacıya müracaat edebileceği, sebepsiz zenginleşmediğini ispat külfetinin keşideci davacıda olduğu- Keşideci davacı ile birinci ciranta olan davalı şirket arasında temel ilişki bulunduğundan, menfi tespit davasına konusu çekin bu temel ilişki yönünden yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu, davalı lehdar şirketin temel ilişkiyi tanık dahil her türlü delille ispatlamak suretiyle keşideci davacıdan talepte bulunabileceği-
İş bedeli karşılığı verilen çeklerden dolayı borçlu olunmadığının tesbiti ve ödenen çek bedellerinin istirdadı istemli davada, sözleşmeye konu eser kabul edilemeyecek derecede ayıplı olduğundan davalının ciro yoluyla edindiği çekleri takibe koymasında kötüniyetli olduğundan söz edilemeyeceği-
Dava, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibinden sonra açılan istirdat istemine ilişkin olup, dava konusu alacak senetten kaynaklandığından, taraflar arasında kira ilişkisi bulunmadığından, mahkemece işin esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği, görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekeceği-