Kira tespit kararlarının karar düzeltmeye tabi olmadığı, bu durumda Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin onama kararı ile kararın kesinleştiği gözardı edilerek belirtilen tarihten itibaren faiz hesaplanamayacağı-Davacı kiracı, takibe konu edilen ... TL kira farkı ve faiz toplamı üzerinden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istediğine göre mahkemece davacı yararına kabul edilen asıl alacak ve faiz toplamı üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Yıllık kira bedelinin tutarı senetle ispat sınırının (HMK. md.200/1) üzerindeyse ve kiraya verenin açık muvafakati yoksa (HMK. md.200/2), bu yön kiracı tarafından ancak yazılı delille ispatlanabileceği-İcra ve İflas Kanunu'nun 72/4 maddesine göre davanın reddine karar verilmesi, başka bir anlatımla davanın lehine sonuçlanması halinde alacaklı, ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alacağı, bu zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanıp % 20'den az olamayacağı-Tedbir kararı sonucu takip konusu borç miktarı alacaklıya ödenmemiş, davalı alacaklı, yaşanan bu süreç dolayısıyla dosya alacağını tahsil edemediğinden, tedbir istekli açılan bu dava nedeniyle davalı alacaklının zarara uğraması söz konusu olup, istemi doğrultusunda İcra ve İflas Kanunu'nun 72/4 maddesi gereğince tazminat isteminin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
HMK.nun 310. maddesi hükmüne göre, feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceğinden, HMK.nun 311. maddesine göre de feragat kesin hükmün sonuçlarını doğuracağından, davalı vekilinin temyiz talebinden önce davadan feragata değer verilmesi gerekeceği, bu sebeple davacının davasından feragat etmesi hakkında mahalli mahkemece bir hüküm verilmesi için kararın bozulması gerekeceği-
İstirdat ve tazminat davalarında mahkemece,Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarı geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki kira sözleşmesinin davalı idare tarafından yapılan ihale sonucunda düzenlenmiş olması, sözleşmenin kira sözleşmesi niteliğini ortadan kaldırmayacağından, davalı tarafından yapılan icra takibinde alacağın kaynağı olarak ihale bedeli belirtilmiş ise de ihalenin konusu kira sözleşmesi olup takipte istenen ihale bedeli de kira alacağı olduğundan, mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Senede karşı senetle ispat kuralı gereğince, takibe konulan bonoların tefecilik nedeniyle verildiği iddiasının yazılı delille kanıtlaması gerektiği; ispatlanamayan tefecilik ilişkisine dayalı olarak verildiği iddia olunan ve takibe konu edilen bonoların geçersizliğinin kabul edilemeyeceği-
Sözleşmede kefaletin müteselsil olduğu, kiracı kirada bu mukavele ile oturduğu sürece zamana bağlı olmaksızın devam edeceği belirtilmiş ise de hor kullanma tazminatı sözleşmenin kurulması sırasında belirli ve belirlenebilir bir alacak olmadığı gibi sözleşmede kefilin hor kullanma tazminatı ile sorumlu olduğuna ilişkin bir hükümde de bulunmadığından, bu durumda mahkemece kefilin hor kullanma tazminatından sorumlu olmadığına karar verilmesi gerekeceği-
Senede karşı senetle ispat kuralı gereğince, davacı-borçlunun takibe konulan bonoların tefecilik nedeniyle verildiğini yazılı delille kanıtlaması gerekecek olup, takibe konu yapılan senetlerin (bonoların) metninden bu anlaşılamadığı gibi, davacının bu iddiasını yasal olarak ispatlayacak yazılı bir delil de dosyaya sunamadığı, tefecilik yaptığı iddia olunan kişi hakkında açılmış ve mahkumiyetle sonuçlanmış bir ceza mahkemesi kararı da bulunmadığı, bu sebeple, bononun tefecilik ilişkisi sebebiyle verildiğinin tanıkla ispat edilemeyeceği-
Davalı ile dava dışı kiracı şirket arasında düzenlenen kira sözleşmesi 5 yıl süreli olup, davacı bu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığından ve davacının imza inkarı bulunmadığından, bu durumda 5 yıl süreli kira sözleşmesi geçerli olup, tarafları ve kefili bağlayacağı, müteselsil kefilin sorumluluğunun sözleşme süresi ile sınırlı olacağı-Davacı kefil 5 yıllık kira sözleşmesinin süresi boyunca tüm kiralardan sorumlu olup, mahkemece menfi tespit davasının reddine karar verileceği-
Taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesinin 4.maddesinde,"...ödenmeyen ayı takip eden kira bedelleri muaccel olacağına" ilişkin muacceliyet(ceza) koşuluna yer verildiği görülmekte ise de; kiralanan işyeri olup, dosya içeriğinden kiracının TTK. kapsamında tacir olup olmadığının anlaşılamadığı, mahkemece T.T.K.nun 14,17,1463.maddeleri, 5362 Sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanununun 3.maddesi çerçevesinde kiracının tacir olup olmadığı araştırılarak, tacir olması durumunda hakkında TBK.nun 346. maddesinin 01.07.2012 tarihinden itibaren 8 yıl süre ile uygulanamayacağından, muacceliyet koşulunun geçerli olacağı, davalının tacir olmaması halinde ise TBK. 346. maddesi gereğince kira sözleşmesindeki muacceliyet hükmünün geçersiz olacağı, ayrıca davacının tacir olması yada tacir olmaması hallerinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 88. ve 120/f.1-2 maddeleri gereğince davalı tarafça talep edilebilecek faizin avans ya da yasal faiz olup olmayacağı hususları üzerinde durulmadan karar verilemeyeceği-