Takibin kesinleşmesi öncesi veya sonrasında takibe konu senedin sahteliğinin iddia edilmesinin, HMK'nun 209. maddesi uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğurmayacağı, HMK'nun 209. maddesi, genel mahkemelerde açılan davalarla ilgili olarak senedin hiçbir işleme esas alınamayacağını, delil olarak kullanılamayacağını öngörmekte olup, icra takibine etkisi olmadığından, şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği- Sahtelik nedeniyle cumhuriyet savcılığına yapılan şikayet ve ceza mahkemesinde açılan dava da kendiliğinden icra takibini durdurmayıp, ancak cumhuriyet savcılığı veya ceza mahkemesince tedbir kararı verilirse icra takibi durdurulabileceği-
Menfi tesbit istemine ilişkin olan davada, mahkemece bozmaya uyulmasına karar verildikten sonra bozma üzerine davacı lehine kazanılmış haklar gözetilerek ilk kararla belirlenen miktardan daha fazlası yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilemeyeceği-
Dava, İİK’nun 72. maddesine göre açılmış menfi tespit davası iken icra dosyasına davacı tarafından ödeme yapılmış olması nedeniyle yargılama aşamasında istirdat davasına dönüşerek, ödenen miktarın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte hüküm altına alınmasını talep ettiğinden, o halde reddiyat, kapak hesabı vs. hesaplanıp istirdat miktarı icra dosyasına ödenmiş olduğundan, mahkemece icra dairesine ödenen alacak tutarının ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekeceği, İİK’nun 40. maddesi gerekçe yapılarak davalının karar kesinleşmeden gelir kaybından sorumlu tutulamayacağından bahisle istemin reddine karar verilemeyeceği-
Kooperatif ile üyeleri arasındaki davaların kooperatifin ikametgahı addolunan mahal mahkemesinde görülmesi gerektiği ve bu yetki kuralının kamu düzenine ilişkin kesin yetki kuralı olup, davanın her aşamasında ileri sürülebileceği-
6100 sayılı HMK'nun yürürlüğe girmesinden sonra dava açıldığından ve uyuşmazlık da kira ilişkisinden kaynaklandığından, görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu-
Mahkemece, gerekirse banka kayıtları da getirtilip, söz konusu borcun neden kaynaklandığının ve kime ait olduğunun araştırılmasının gerektiği-
6100 sayılı HMK'nun yürürlüğe girmesinden sonra dava açıldığından ve uyuşmazlık da kira ilişkisinden kaynaklandığından, görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu-
Ticari müessese şeklinde çalışan kamu iktisadi kuruluşlarının bu faaliyetleri nedeniyle tacir sayılmaları gerektiği- Bu durumda davalı DHMİ'nin tacir konumunda olduğu- Tarafların ticari işletmesi ile ilgili nispi ticari dava olduğu gözetilerek, görevli olduğunun kabulü ile, uyuşmazlığın esasının incelenmesinin ve sonucuna göre bir karar verilmesinin gerektiği-
Borçlunun borçlu olmadığını kanıtlamak için açtığı menfi tespit davası sonunda alınan ilamın esas hakkındaki hükmü kesinleşmeden vekalet ücreti ve icra inkar tazminatına ilişkin hüküm bölümünün ayrıca infaz ve icra takibine konu edilemeyeceği-