Davalı kiraya veren tarafından İcra Müdürlüğünün dosyasında başlatılan icra takibi ile 2010 yılı Mayıs ayı ila 2012 yılı Eylül ayları arasındaki ... kira alacağının tahsili istendiğinden, davacı kiracı tarafından bu davanın açılmasından önce Asliye Ticaret Mahkemesinin dosyasında aynı davalılar aleyhine ve aynı icra takibine yönelik olarak dava açılmış ise de; Asliye Ticaret Mahkemesinin dosyasında açılan davanın konusu, davacı kiracının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup eldeki davada ise depozito olarak ödenen ... TL nin icra takibindeki dosya borcundan takas ve mahsup istemine ilişkin olduğundan, bu durumda menfi tespit davası ile takas mahsup istemine ilişkin bu davanın konusunun aynı olduğundan bahsedilemeyeceğinden, davalar arasında irtibat bulunması durumunda davaların birleştirilmesi veya bu mümkün olmadığı takdirde müstakil olarak karara bağlanması gerekeceğinden, mahkemece derdestlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerektiği-
Bilirkişi raporunda kiralananda yapılan iyileştirmeler ve ek bina maliyeti tek tek ayrıntılı olarak tespit edilmeyip, yapılan masraflara ilişkin faturalar ibraz edilmediğinden, mahkemece yeniden konusunda uzman bilirkişi ya da bilirkişiler refakatinde yerinde keşif yapılarak talep edilen masrafların ayrıntılı şekilde, m2, büyüklük, model, marka vs. gibi özellikleri tespit edilerek kiralanana yapılıp yapılmadığı, talep edilen ...TL nin içinde daha önce kiradan mahsup edilen ve kiralanana yapılan ... TL değerindeki masrafların bulunup bulunmadığı, yapıldığı bildirilen iyileştirmelerin yapıldığı tarihteki değeri tespit edilip malzemelerin yıpranma payları düşülerek ayrıntılı bir şekilde, Yargıtay denetimine elverişli kalem kalem birim fiyatları belirlenip hasıl olacak sonuca göre kiralananda yapılan iyileştirme bedelinin tespiti gerekeceği, ayrıca, mahkemece durdurulan süreler de dikkate alınarak davacının tahliye tarihine kadar sorumlu olduğu kira bedelleri hesaplanarak davacının kira borcu bulunup bulunmadığı tespit edilip sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Davacı vekili dava dilekçesinde, istirdat talebi ile birlikte kesin teminat tutarının davalı kiraya verenden tahsiline karar verilmesini talep ettiğinden, açılan bu davaya ilişkin olarak mahkemece her hangi bir değerlendirme yapılmayıp davacının kesin teminat bedeline yönelik istemi hakkında olumlu-olumsuz bir hüküm kurulmadığından, HMK’nun 297.maddesi uyarınca hakim talep sonucunun her biri hakkında hüküm vermek zorunda olduğundan ve Asliye Hukuk Mahkemesinin dosyasında; davacının alacağının ... TL olduğunun tespitine, ...TL alacağın tahsiline karar verildiği ancak hüküm kesinleşmediği anlaşıldığından, mahkemece, davacı tarafından açılan Asliye Hukuk Mahkemesinde ki dava dosyasının kesinleşmesinin beklenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
6552 sayılı Kanun ile taahhuk ettiği halde ödenmemiş Kurum alacaklarına yapılandırma imkanının tanındığı, davacının borçlu olmadığının tespiti ve Kurum işleminin iptali istemli davasında, bu yapılandırmadan yararlanıp yararlanmadığının davalı Kurumdan sorulması gerektiği-
Davacının, davalı tarafından dava dışı Şirkete karşı icra takibi yapıldığını, bu icra takibi kapsamında, kendisine takip borçlusunun alacağı bulunduğu gerekçesi ile 1. haciz ihbarnamesi, 2. haciz ihbarnamesi ve 3. haciz ihbarnamesi gönderildiğini, takip borçlusunun kendilerinde bir alacağı bulunmadığını belirterek, 3. haciz ihbarnamesine karşı takip boçlusuna borçları bulunmadığının tespitini talep ettiği- Mahkemece, Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi 2009/321 esas sayılı dosyasının kesinleşmesinin beklenmesi veya kesinleşti ise sonucuna göre işlem yapılması gerektiği-
Takip, unsurları tam olan senede dayalı olarak başlatılmış olup, davada alacaklı tarafın süresi içerisinde zamanaşımı definde bulunduğu, TTK'nın 778/1-h maddesi yollaması ile 749/1 uyarınca dayanağı senet olan takiplerde zamanaşımının 3 yıllık süreye tabi olduğu-
Davacının maaş hesabı üzerine konulan blokenin kaldırılması ve bu yolla tahsil edilen paranın istirdadı istemine ilişkin davada, davacının maaşının yalnız ¼'ü oranında kesinti yapılabileceği halde, davalının davacıya ait maaş hesabının tamamını bloke etmesinin hukuki dayanaktan yoksun olduğu, davacının fazla tahsil edilen paranın iadesine ilişkin istemi kesinti miktarını düzenleyen mahkeme kararının ancak karar tarihinden sonra uygulanabileceği gerekçesiyle reddedilse de, davalının haksız biçimde tahsil ettiği parayı iade etmesi gerekeceği-
Bankanın kefilleri hile yaparak aldattığına ilişkin iddiayı kanıtlayan yeterli delil sunulamadığından kefillerin kredi sözleşmesinden dolayı sorumlu olmadığının kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğu-
Bononun ödeme nedeniyle bedelsiz olduğuna ilişkin şahsi defiyi davacı keşidecinin, senedi kötüniyetle devralan hamil davalıya karşı ileri sürerek, borçtan kurtulabileceği-
Karşı tarafı hataya düşürmeye yöneltilmiş davranış, hile kastı, sözleşmenin kurulması ve nedensellik bağı unsurlarının hepsinin mevcudiyeti halinde "hile"nin varlığının kabul edileceği- Hata, hile ve ikrah iddialarının senede bağlanmasının mümkün olmaması nedeniyle, senetle ispat edilmesinde maddi imkansızlık olduğu ve bu iddiaların tanık dahil her türlü delille ispat edilebileceği- Krediyi kullandıran davacı bankanın, üçüncü kişi tarafından hile ile kefillere sözleşmeyi imzalattığının, bilindiği veya bilinebilecek konumda olduğunun ispat edilemediğinden bahisle davalı- birleşen davacının borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasının reddine, davacı bankanın asıl ve birleşen itirazın iptali davalarının kabulüne karar verilmesinin gerektiği-