HMK'nın 4. maddesine göre, ''Dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar da görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu-
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11. maddesine göre, vekil ile takip edilen işlerde vekile tebligat yapılacağı, bu durumda dosyaya vekaletname sunan vekile duruşma günü tebliğ edilmesi gerekirken davacı asile tebligat çıkartılıp duruşmaya gelmediğinden bahisle karar verilmesi doğru olmadığından, hükmün bozulması gerektiği-
Menfi tespit dava dilekçesinin kooperatife tebliğ edilmediği gibi, tasfiye memurlarından birine çıkarılan tebligatın iade edildiği ve diğer tasfiye memuruna çıkarılan tebligatın ise 7201 s. Tebligat Kanunu'na göre geçersiz bulunduğu anlaşıldığından, taraf teşkili sağlanmadan duruşmaya devam edilip hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Şantajla senet imzalatılması ve açığa imzanın kötüye kullanılması iddiaları HMK.'nun 209. maddesi kapsamında sahtelik iddiası niteliğinde bulunmadığı gibi HMK.'nun 209. maddesinin icra takiplerinde uygulanması mümkün olmayıp, gerek Cumhuriyet Başsavcılığı'nca gerekse Asliye Ceza Mahkemesi'nce verilmiş takiplerin durdurulmasına yönelik tedbir kararı mevcut olmadığı sabit olduğunda şikayetin reddi gerektiği- Takibin kesinleşmesi öncesi veya sonrasında, icra mahkemesinde takibe konu senedin sahteliğinin iddia edilmesinin, HMK. mad. 209 uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğurmayacağı-
6100 sayılı HMK'nun yürürlüğe girmesinden sonra dava açıldığından ve uyuşmazlık da kira ilişkisinden kaynaklandığından, görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu-
Üçüncü kişi tarafından açılan "istihkak" davasında, menfi tespit davasının sonucunun beklenmesi gerekeceği-
Davaya konu bonoda "malen" ibaresi bulunduğuna göre, böyle bir bonoda malın teslim alındığının, borçlu tarafından ikrar edilmiş olduğu; alacaklının teslim ettiğini kanıtlama yükümlülüğünün olmadığı; yazılı ikrarın aksini diğer bir deyişle, malın teslim edilmediğini kanıtlama yükümlülüğünün borçluya ait olduğu- Kambiyo senedinden dolayı borçlu olunmadığının saptanması istemine ilişkin açılan davada; senede karşı senetle ispat kuralı gereğince, davacı-borçlunun takibe konulan bononun muvazaa nedeniyle verildiğini yazılı delille kanıtlaması gerektiği- Davacı şirket, senedin (bononun) keşidecisi, davalı da lehtarı bulunduğuna göre, senedin tarafı olan davacı üçüncü kişi olmadığından, muvazaa iddiasını tanıkla değil, usulün öngördüğü biçimde yazılı delille ispatlaması gerektiği- Bononun düzenleme ve vade tarihi dikkate alındığında salt bir (1) gün vadeli olmasının, senedin geçersizliği sonucunu doğurmayacağı- Senede karşı senetle ispat kuralı gereğince, menfi tespit davasında, davacı-borçlunun takibe konulan bononun bedelsiz olduğunu yazılı delille kanıtlaması gerekeceği-
Mahkeme gerekçeli kararında; ödenmesi gereken kira bedelinin ... TL ve faizin ...TL olarak hesaplanmasına ve gerekçeli kararda bu bedeller üzerinden icra masrafları ve vekalet ücreti toplamı kadar davacının borcu olduğu belirtilmesine rağmen, bu hesaplamanın yaptırılmadığından, bu durumda davacının ödemesi gereken kira bedeli faiz ve icra masrafları toplamının, davacı tarafından banka yoluyla ödenen ... TL, haciz işlemi sırasında ödenen... TL ve belirtilen tarihte icra dosyasına ödenen ... TL’nin toplamından çıkarılarak fazla ödenen miktarın tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Şirketlerin bilanço ve gelir tablolarında inceleme yapılarak davacı kiracının kâr kaybı olduğu sonucuna ulaşılmasının mümkün olmadığı-Mahkemece dava dışı şirketlerin belirlendiği aynı usulle davacı kiracının da kira sözleşmesinin başlangıç tarihinden dava tarihine kadar olan kâr değişikliği de belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-