Kira bedelinin, Sulh Hukuk Mahkemesi’nin kararı ile 14.03.2008 tarihinden başlamak üzere aylık ... TL olarak belirlendiği, bu tarihten itibaren sabit kiraya geçilerek ciro kira bedeli uygulamasının kaldırılmış olduğu taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmadığından, bu durumda belirtilen tarihten itibaren aylık ... TL sabit kira bedelinin ödenmesi gerekeceği belirlendiğine göre, belirtilen tarihten sonra yapılan tahsilatlar yönünden sözleşmenin 8.1 maddesinin açık hükmü karşısında, ciro kirası talep edilemeyeceği gözardı edilerek yazılı şekilde davanın kısmen reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerektiği-
Davacı takibe konu senedin depozito için verildiğini iddia etmekte ise de bu iddiasını yazılı bir delil ile ispatlayamadığından, davalı, davacının tanık dinletmesine muvafakat etmediğinden, bu durumda taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesi yazılı delil başlangıcı niteliğinde olmadığından, davacının tanıklarının dinlenmesinin doğru olmadığı, davacı yemin deliline de dayanmış olup, mahkemece, davacıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılıp sonucuna göre karar verilmesinin gerekeceği-
Davacı kiralayan sözleşmeyi imzalandıktan 15 gün sonra bir sebep göstermeden haksız bir şekilde kira sözleşmesini feshettiğinden, kira sözleşmesinin 7. maddesine göre belirlenen cezai şart bedeli, maden sahasına yapılan masraflara ilişkin olup maden sahasında ve haricinde yapılan masrafların tespit edilmesi ve ödenip ödenmediklerinin belirlenmesi gerekeceğinden, mahkemece, sözleşmenin 7. maddesi kapsamında maden sahasında yapılan işletme devir bedeli ve yatırım masraflarının tespiti amacı ile konusunda uzman bilirkişi heyeti ile keşif yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Takibin kesinleşmesi öncesi veya sonrasında takibe konu senedin sahteliğinin iddia edilmesinin, HMK'nun 209. maddesi uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğurmayacağı, HMK'nun 209. maddesi genel mahkemelerde açılan davalarla ilgili olarak senedin hiçbir işleme esas alınamayacağını, delil olarak kullanılamayacağını öngörmekte olup, icra takibine etkisi olmadığı, borçlunun takibin kesinleşmesinden sonraki devrede icra mahkemesine başvurarak sahtelik nedeniyle takibin durdurulmasını talep ettiği, verilmiş bir tedbir kararı bulunmadığı görüldüğünden, HMK 209. maddede yazılı nedenle yapılan takibin durdurulması istemine yönelik şikayetin reddi gerekeceği-
İlgili ceza mahkemesindeki mahkumiyet kararının Dairemizce temyiz incelemesi yapılan işbu alacak davası sonucuna ve ilgili davalıların sorumluluğuna etkili olacağından mahkemece ceza davasında verilen hükmün kesinleşmesi beklenerek uygun sonuç dairesince bir hüküm kurulmasının gerektiği-
Tebligat Kanun'unun 21/1. maddesi gereğince, tebliğ edilen tebligatta haber verilen komşunun imzası veya imtina şerhi bulunmadığından tebligat usulsüz olduğu gibi davalı da tebligattan haberdar olmadığını belirttiğinden, bu nedenle taraf teşkili sağlanmadan, davalının yokluğunda karar verilerek savunma hakkı kısıtlanamayacağından, hükmün bozulması gerektiği-
Mahkemece hükmün gerekçesinde davacının takip konusu senetlerden dolayı borcu bulunduğu belirtildiği halde hükmün sonuç kısmında davacının menfi tespit istemin reddine karar verildiği, mahkemece HMK.nun 297. maddesine aykırı olacak şekilde gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratacak biçimde karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulmasının gerekeceği-
6100 sayılı HMK'nun yürürlüğe girmesinden sonra dava açıldığından ve uyuşmazlık da kira ilişkisinden kaynaklandığından, görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu-
Borçlu tarafından İİK. mad. 72/3 koşullarında menfi tespit davası açılması halinde, alacağın %15’inden aşağı olmamak üzere teminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi istenebileceği- Borçlunun, mahkemece tayin edilen teminattan ayrı olarak, icra müdürlüğüne talep anına kadar fer'ileri ile birlikte hesaplanan dosya borcunun tamamını nakit olarak depo etmesi ya da bu miktar muteber ve kesin banka teminat mektubunu sunması halinde, alacaklı tarafından takibe devam edilemeyeceği- Borçlu teminat mektubunu dosyaya sunduktan sonra, aynı gün kalan dosya borcunun tamamını karşılar nitelikte teminat mektubunu da icra dosyasına sunarak hacizlerin kaldırılmasını talep etmiş ve icra müdürlüğünce bu talep doğrultusunda karar verilmişse de, menfi tespit davasında verilen ihtiyati tedbir kararının icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi şeklinde olduğu ve takibin durdurulmasına karar verilmediği anlaşıldığından, takibin durdurulmasına karar verilmediği için devam eden takipte bakiye alacak hesaplanarak muhtıra düzenlenmesi mümkün olduğu-
Bozma kararındaki maddi hata davalı kiraya veren için usulü kazanılmış hak oluşturmayacağından, bilirkişi raporunda belirtildiği üzere davacı kiracının ...TL yönünden açtığı davanın reddine, kalan ... TL yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekeceği-