TBK 583(BK 484) maddesine göre kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı şekilde düzenlenmesi ve kefilin sorumlu olacağı miktarın açıkça gösterilmesi gerekeceği- Sözleşmede kefilin ödeyeceği muayyen bir miktarın gösterilmiş olup olmadığının ve sözleşme içeriğinden böyle muayyen bir miktarın anlaşılmasına olanak bulunup bulunmadığının hakim tarafından re’sen gözetilmesi gerektiği, sözleşme süresi bir yıl olarak belirtilmiş ise de sözleşmenin özel şartları 10 maddede kefilin 5 yıl süre ile tıpkı kiracı gibi sorumlu olduğunun belirtildiği ve taraflarca imza altına alındığı, bu durumda sözleşmede aylık kira ve kefilin sorumlu olduğu süre belirtilmiş olduğundan kefilin bu süre içerisinde ödenmeyen kira bedellerinden sorumlu olacağı-
Menfi tespit davasında hükmedilen kötüniyet tazminatından, aynı takip nedeniyle icra hukuk mahkemesince İİK’nun 170/son maddesi uyarınca hükmedilen % 20 oranındaki icra inkar tazminatının indirilemeyeceği-
Menfi tespit ilamının kesinleşmeden icra edilemeyeceğine dair şikayetin yedi günlük süreye tabi olduğu, şikayetin süreden reddine karar verileceği-
Mahkemece, kooperatif uygulamaları ve mali konularda uzman bir bilirkişi seçilerek, genel kurul ve yönetim kurulu kararları, tüm defter, kayıt ve belgeleri ile varsa banka hesapları ile MEDAŞ kayıtları getirtilmek suretiyle incelenerek, davacı ile kooperatif arasında borç alacak ilişkisi hususunda davacının iddia ve delilleri tartışılmak suretiyle açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak, oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, somut olaya uygun düşmeyecek şekilde 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 28. maddesinden bahisle davalı kooperatif ile dava dışı MEDAŞ arasındaki alacak borç ilişkisi gerekçe gösterilerek eksik inceleme ve yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davalı vekilinin beyanları ve dosya arasında bulunan yoklama fişi birlikte değerlendirildiğinde kiralananın 2011 yılı Mayıs ayında yeniden kiraya verildiği anlaşıldığından, 2011 yılı Mayıs ayına kadar olan kira alacakları yönünden davanın reddine, 2011 yılı Mayıs ayından sonra icra takibine konu edilen kira alacakları yönünden ise davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Senette yer alan imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfetinin, senedi elinde bulundurup takibe girişen ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya düştüğü-
Mahkemece, her ne kadar açılan menfi tespit davası aynı icra takibinden dolayı daha önce taraflar arasında görülen itirazın kaldırılması davasında verilen kararın kesinleştiği gerekçesiyle reddedilmişse de dar yetkili icra mahkemesinin verdiği karar genel mahkeme için kesin hüküm oluşturmayacağından, tarafların tüm delilleri toplandıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki alacak davası-
Menfi tespit davasına konu çek karşılığında davacıya verilmesi gereken malların teslim edilmediği, böylece çekin bedelsiz kaldığı, bedelsizlik def'inin çeki temlik alan davalı faktoring şirketine karşı da ileri sürülebileceği gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu-
Bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespitini içeren davada ispat yükünün, kural olarak senedin bedelsiz olduğunu iddia eden tarafa ait olduğu, ancak, bir defa bir mal alışverişine dayandığı "malen" kaydıyla ya da bir alacak borç ilişkisine dayandığı "nakten" kaydı ile senede yazılmışsa, artık buna uyulması gerektiği, bu kayıtların aksinin savunulması senedin talili (nedene, illete bağlanması) anlamına geleceği, böyle bir durumda ispat yükü yer değiştireceğinden senedi talil edenin, savını kanıtlamak yükümlülüğü altına gireceği, senette borcun nedeni "mal" ya da "nakit" olarak belirtilmişse, tarafların yazılı borç sebebine dayanmaya hakkı olacağından, ispat yükü bunun aksini ileri süren tarafa ait olacağı-