Menfi tespit davası açılmasının, İİK. mad. 257/1 uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesine engel olmadığı; İİK. mad. 257/2'de yer alan koşulların muaccel değil, müeccel (doğacak) alacaklar için aranması gerektiği- Borçluların talep dışı şahsın alacaklı Bankadan çekmiş olduğu kredinin müşterek borçlu ve müteselsil kefili oldukları gözönünde bulundurularak, talep hakkında TBK. mad. 586 koşullarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi gerekirken mahkemece "ihtiyati haciz talebinin reddine" karar verilmesinin hatalı olduğu-
İİK'nın 89/3. maddesinde aynı yasanın 72/son maddesinden farklı olarak yetki düzenlemesi yapıldığı ve bu tür davaların icra takibinin yapıldığı yer veya davayı açan üçüncü kişinin yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği-
Menfi tespit ilamları, İİK. mad. 72/5 karşısında kesinleşmeden takibe konulamayacağından, ilamda yer alan eklentilerin ilamın kesinleştiği tarihte muaccel hale geleceği, ilam kesinleşmeden eklentilerin de ayrıca takibe konu edilmelerinin söz konusu olamayacağı-
Takip alacaklısı davalı vekilinin, müvekkilinin ölümünden sonra haciz ihbarnameleri gönderdiği anlaşıldığından, davacı tarafından, davalının ölmüş olduğunun bilinmemesi mazur görülebilir bir maddi hata olup, HMK. mad. 124/3-4 uyarınca davacıya, davalının mirasçılarını davaya dahil etmesi için süre verilerek davaya bakılması gerektiği-
Menfi tespit davasında verilen ihtiyati tedbir kararı süresince zamanaşımının duracağı-
Takibe konu senet nedeniyle menfi tespiti davasının kendisine yönetim hakkı tanınan ortak tarafından açılmadığı gibi diğer ortağın muvafakati de alınmadığından mahkemece diğer ortağa davacı tarafından açılan davaya icazet verip vermediği sorularak icazet vermemesi halinde davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine, icazet vermesi halinde ise davaya devam edilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Bir davaya ait şekli anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerektiği (HUMK. mad. 303)- Yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin açılan davada, işin esasına girilerek tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda tüm delillerin toplanması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Borçlular, hacizli mallarının satılmasını önlemek ve mevcut hacizlerin kaldırılması için takip giderleri ve faizleri ile birlikte borcun tamamını karşılayacak nakit parayı takip dosyasına yatırdıklarına göre, icra müdürlüğünce anılan teminatın kabul edilerek hacizlerin kaldırılması gerektiği-
Senedin metin kısmında yazan vade tarihinin daksille kapatılarak üzerine başka tarih yazılmak suretiyle senette tahrifat yapıldığı görüldüğünden, senette iki vade tarihi bulunması nedeniyle senedin geçersiz olduğu, davacıların iddiaları yönünden tanık dinlenebileceği, senedin evliliği iptal etmemek için teminat olarak düğün öncesi verildiği, ancak anlaşmaya aykırı doldurulduğu, davalının borç para verdiğini ispatlayamadığı, davacı mirasçılarının davayı yasal süresinde takip etmedikleri gerekçesiyle davacı mirasçıları yönünden davanın açılmamış sayılmasına, diğer davacı yönünden davanın kabulüne ve lehine kötüniyet tazminatına karar verilmesinin isabetli olduğu-
Menfi tespit davalarının konusunu ancak ve sadece takibe konu miktarın teşkil ettiği-