Bonoların ön yüzünde yazan "Devir Teminat Senedidir" ibaresinin senetlerin teminat senedi olduğunu gösterdiği- Bonoların teminat nedeni olarak verildiği devir işlemi hususunda anlaşmazlık bulunduğunda, bonoların neyin teminatı olduğunu, bu ilişkiyi yerine getirip getirmediğini ve bu ilişki nedeniyle oluşan alacağını davalının kanıtlaması gerektiği-
Davacı vekilinin davalı tarafından müvekkili aleyhine bonoya dayalı olarak icra takibine girişildiğini, icra takibine konu bono bedelinin ödendiğini, davalı hakkında tefecilik suçundan açılmış bir çok davanın bulunduğunu ileri sürerek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitini ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ettiği davada, davacının iddiasını yazılı delillerle ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddi ve koşulları oluştuğundan davalı yararına %20 tazminata karar verilmesinin onanması gerektiği-
Davalının savunması, vasıflı ikrar (gerekçeli inkar) niteliğinde olup bu ikrarda kanıtlama yükümlülüğünün, ikrar eden tarafa değil, vakıayı ileri süren tarafa (davacıya) ait olduğu ve davacının, davaya konu paraların borç olarak gönderildiği yolundaki iddiasını kanıtlamakla yükümlü olduğu; buna bağlı olarak, davalının ödünç ilişkisini kanıtlama yükümlülüğü bulunmadığı- Havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine bulunduğu ve bu yasal karinenin tersini (havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını) ileri süren havalecinin (muhil), bu iddiasını kanıtlamakla yükümlü olduğu-
Kredi kartlarından kaynaklanan uyuşmazlıkta asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğu-
Vekalet görevinin kötüye kullanılması nedenine dayalı alacağın temlikinden kaynaklı yapılan ödemelerin istirdatı istemine- Öğrenme tarihi itibariyle azlin hukuki sonuçlarını doğuracağı- 
Menfi tespit davasına konu çekteki davacı şirkete ait ciro imzasının başka bir çekten kopyalandığı Adli Tıp Kurumu raporundan anlaşıldığından davanın kabulü ile davacının takibe konu çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine, çekin iptaline yer olmadığına, davacının kötü niyetli takip tazminatı talebinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
İİK. mad. 72 uyarınca açılan davaların genel mahkemelerde görülmesi ve takibe dayanak senedin kambiyo vasfında olması halinde, davaya asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiği-
TMK. mad. 887 uyarınca, “İpotekli taşınmazın maliki borçtan şahsen sorumlu değilse, alacaklının ödeme isteminin ona karşı etkili olması, bu istemin hem borçluya, hem kendisine karşı yapılmış olmasına bağlı" olduğu kabul edildiğinden, temlik eden dava dışı banka tarafından asıl borçlu ve kefil şirkete ihtarname gönderilmiş ise de, davacıya asıl borçlunun borcu nedeniyle ihtarname keşide edilmemesi nedeniyle davalının takip yapma hakkının bulunmadığı-
Dava dışı kişinin kendisine verilen vekaletnameye dayanarak davacılar adına davalı finans kurumuna müracaat ederek kredi kullandığı, 2010 tarihli azilnameden davalının bilgisinin bulunmadığı, davalı finans kurumunun vermiş olduğu kredilerden davacıların geçerli vekaletname nedeniyle sorumlu olması gerektiği, yargılama aşamasında dava istirdada dönüştüğünden davacıların davalı finans kurumundan talep edebileceği herhangi bir alacağın sözkonusu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Menfi tespit istemi-