Kesinleşmiş olan icra takibine karşı açılmış menfi tespit davasında, alacağın ispatı ilamsız icra takiplerinde alacaklı bankaya ait olup davalının, dava tarihi itibariyle dava konusu edilen icra takibinden dolayı alacaklı olduğunu kanıtlamak ile yükümlü olduğu-
Derdestliğe dayanak teşkil eden dosyanın talep konusu, haksız olarak tahsile konulan 2 adet çek ile yine haksız olarak nakite çevrilen teminat mektubundan dolayı uğranılan zararın tazminine yönelik olup, dosyamız dava konusunun ise 2 çekten dolayı borçlu olunmadığının menfi tespitine ilişkin olduğu, mahkemece, her iki davanın konusunun aynı olmadığının gözden kaçırılarak yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
19. HD. 05.04.2017 T. E: 2016/8841, K: 2827-
İcra hukuk mahkemesi kararları takip hukukuna ilişkin olup ihalenin feshi ve istihkak davaları dışındaki icra hukuk mahkemesi kararlarının maddi hukuk açısından açılan menfi tespit davalarında kesin hüküm oluşturmayacağı-
Yerel mahkemenin gerekçesinde sözünü ettiği harici oto alım sözleşmesi davacı ile davalı şirket arasında imzalanmış olup, davalının anılan sözleşmede imzasının bulunmadığı, çek, kural olarak bir ödeme vasıtası olup davalı sözü edilen harici satış sözleşmesinin kendisini bağlamadığını savunduğundan, mahkemece davalı hakkında taraf şirketler arasında düzenlenen harici oto alım sözleşmesi gerekçe yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulmasının bozmayı gerektirdiği-
Kredi kartı üyelik sözleşmesindeki imzanın kart hamili olarak gözüken davacıya ait olmamasının, kredi kartının kullanılmadığı anlamına gelmeyeceği, davalı bankanın, uyuşmazlık konusu kredi kartını ve kartın kullanımına ilişkin şifreleri davacıya teslim ettiğini kanıtlaması halinde, kartın davacı tarafından kullanıldığının ispatlanmış sayılacağı, bu durumda davalı bankadan kredi kartının teslimine ilişkin delilleri sorulup, ulaşılan sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
Davada hükmün taraflar yönünden kurulacağı, üçüncü kişilerin haklarını etkileyecek şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Uyuşmazlık konusu senetler kambiyo vasfını haiz bono niteliğinde olduğundan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun düzenlenmiş olup davanın anılan Yasa'nın 4/a maddesi hükmü uyarınca mutlak ticari davalardan olduğu, bu durumda aynı yasanın 5. maddesi. hükmü gereği 01.07.2012 tarihinden sonra Ticaret Mahkemeleri'nin görevli olacağı-
Bonoya dayalı iddiaların yazılı delille ispatı gerektiği- Mahkemece, "Davacı defterlerinde davaya konu malen kaydı içerir bononun düzenlenmesine neden olacak mal satışı bulunduğuna dair delil bulunmadığı, 500.000 TL tutarlı senedin 440.000 TL'sinden feragat edilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, ve senedin güven ilişkisine dayalı olarak verildiğinin kabulü gerektiği, bono 60.000 TL'lik alacak için verilmemiş olduğundan bu borcun davaya konu takip dosyasından tahsil edilmesinin mümkün olmadığı" kabul edilmişse de, yerel mahkeme kararında belirtilen bu gerekçelerin yazılı delille ispat kuralını ortadan kaldıracak nitelikte olmadığı- Menfi tespit davalarının kısmi olarak açılamayacağı-