Senet üzerinde tahrifatın olduğunun ceza mahkemesince tespit edildiği, kambiyo senedinin rakam hanesinde tahrifat olduğunun saptanması halinde yazı ile kaydedilen bölüme itibar edilemeyeceği; davacının ceza dosyasındaki ifadesinde davalı şirkete olan borcunu tahrifata konu edilen senedi vermek suretiyle sonradan elden ödediğini belirttiği, takibe konu senedin sahte olduğu, davacının davasını ispat ettiği gerekçesiyle, menfi tespit davasının kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu- İcra takip tarihi itibari ile, İİK. mad. 72/5 uyarınca % 40 oranında tazminata karar verilmesi gerektiği-
Dava menfi tespit istemine ilişkin olup, davacının dava dilekçesinde yemin deliline de dayandığı, davaya konu faturaların davacı defterinde kayıtlı olması nedeniyle ispat yükünü üzerine alan davacıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Takibe konu bononun ödeyecek kısmında ayrı ayrı iki imza bulunduğu, bononun geçerli olması için tek imzanın yeterli olduğu, şirketin de tek imza ile temsil edildiği, ikinci imzanın gereksiz olduğu, itiraza uğramayan imza karşısında isim yazmasının ya da yazmamasının önemli olmadığı, bononun geçerliliğini etkilemediği ve davacının şirket yetkilisi olmadığı halde şirket adına imza atmış olsa bile kanunen yetkili olmaması nedeniyle borçtan ve dolayısı ile bonodan şahsi sorumluluğunun bulunduğu- Menfi tespit davasında nispi oranda vekalet ücretine hükmedileceği-
Davalı borçlunun alacaklı olduğu icra dosyasındaki alacağını üçüncü kişi davalı eşine temlik etmesi halinde, davalıların karı-koca oldukları ve davalı üçüncü kişinin, eşi olan davalı borçlunun davacılara borcu olduğunu bilebilecek durumda olduğu, davacıların alacağını sonuçsuz bırakmak amacı ile temlikin yapıldığı anlaşıldığından davanın kabulü ile davacıların alacakları ile sınırlı olmak üzere temlik tasarrufunun iptaline karar verilmesinin isabetli olduğu-
Davanın HMK 114 -i maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan kesin hüküm nedeniyle reddedildiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T.'nin 7-2. maddesi uyarınca davalı lehine maktu ücreti geçmemek üzere nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tarife hükmü gözetilmeksizin fazla vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş ise de bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm fıkrasının 4.bendindeki '12.000- TÜRK LİRASI ' sözcüğünün çıkartılarak yerine '1.500- TÜRK LİRASI maktu' sözcüklerinin eklenerek hükmün bu şekilde düzeltilerek onanmasına karar verilmesinin uygun görüldüğü-
Davanın 21/11/2014 tarihli çekteki lehtar ciranta imzasının sahte olması nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine ilişkin olduğu, imza inkarı hususunda yapılacak incelemenin teknik bir inceleme olup keşide tarihinden önceki ve keşide tarihine yakın imza asılları getirtilerek usulüne uygun imza incelemesi yapılması gerekirken bu konuda hiçbir araştırma yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davalı tarafın 29/01/2015 havale tarihli dilekçesiyle uyuşmazlık konusu bononun araç alım satımı için verildiğini kabul ettiği, taraflar arasında araç alım satımına ilişkin olarak resmi şekilde yapılmış bir sözleşme bulunmadığından aktin geçersiz olup herkesin aldığını geri vereceği, mahkemece bu ilke gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Çeke ilişkin zayi kararıyla birlikte kambiyo senetlerine mahsus takip yapıldığı, TTK. mad. 652/1 uyarınca iptal kararı üzerine hak sahibinin hakkını senetsiz olarak da ileri sürebileceği veya yeni bir senet düzenlenmesini isteyebileceği; ancak iptal kararının iptal edilen senet yerine geçemeyeceği, alacaklının borçludan kambiyo senetlerine mahsus takibe özgü olan çek tazminatı ya da komisyonu talep hakkının bulunmadığı, davacıdan fazla tahsil edilen bedelin istirdatının gerektiği- İstirdat davasının nispi karar ve ilam harcına tabi olduğu-
Davanın menfi tespit davası olup, davaya konu senetlerle ilgili Elbistan 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/122 esas ve 2017/129 karar sayılı dava dosyasında bedelsiz senedi kullanma suçundan davalı G. D. hakkında ceza davası açıldığı, bu davanın beraatle sonuçlandığı ve ancak kesinleşmediğinin dosya içindeki belgelerden anlaşıldığı, ceza davası sonucunda verilecek olan maddi vakıayı saptayan bir kararın hukuk hakimini bağlayacağı 6098 sayılı TBK'nun 74. (818 sayılı BK'nun 53.) maddesi uyarınca düşünülerek, öncelikle bu ceza davasının sonucu beklenilip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Menfi tespit davalarının kabul veya ret ayrımı yapılmaksızın ilamın fer'isi olan vekalet ücreti ve yargılama gideri alacaklarının da kesinleşmeden takibe konu edilemeyeceğinin kabulü gerektiği-