Davalının savunmasında taraflar arasında düzenlenen protokolün dava konusu çeki kapsamadığını savunduğu, davalı tarafça dava konusu çek sebebe bağlanmamış olduğundan somut olayda çek yönünden TTK.’nunda düzenlenmiş olan kambiyo hukuku hükümlerinin tartışılıp değerlendirilmesinin gerekli olduğu, hal böyle olunca somut olay bakımından davanın TTK.’nun 4. ve 5. maddeleri uyarınca mutlak ticari dava olduğu ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gözetilmeden yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesinin doğru olmadığı-
Dava konusu çekin davacı tarafından 31.05.2013 tarihinde dava dışı bankaya verildiğinin ve 20.08.2013 tarihinde işlemsiz olarak geri alındığının anlaşıldığı, çekin ileri tarihli olarak 08.10.2013 olarak düzenlendiği çek üzerinde bankaca hiçbir işlem yapılmadığının anlaşıldığı, bu durumda son hamil olan davalı bankanın çekin keşideci tarafından düzeltilmiş 08.06.2014 tarihi itibariyle çekin daha önce 31.05.2013 tarihinde ibraza sunulduğunu ve işlemin geri alındığını bilmesinin mümkün olmadığı, davacının cirosunu çizmediğinden dolayı düzgün ciro silsilesi ile çeke hamil olan bankaya karşı sorumlu durumda olduğu-
Davacının kısmi dava açabilmesi için, bu davayı açmada korunmaya değer bir hukuki yararının bulunması gerektiği- Elektrik faturasına istinaden kıyaslama yoluyla belirlenen tüketim miktarının doğru olmadığını ileri sürülerek açılan menfi tespit davasının kısmi dava şeklinde açılabileceği-
Davacının imzayı inkar ederek menfi tespit davası açtığı, dava dışı şahısların beyanlarının tarafları bağlayıcı olmadığı, mahkemece imzanın davacı keşideciye ait olup olmadığı yönünde bilirkişi incelemesi yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacı delilleri arasında yemin delili de bulunduğundan davacıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece 02/03/2016 günlü duruşma oturumunda tahkikat aşamasına gelinmiş olduğu halde, tahkikatın bittiği tefhim edilmeden (HMK m.184) ve sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunulması amacı ile davet hususu yerine getirilmeden karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Dava konusu borcun teminatını oluşturan ipotekli taşınmazın satışı sonucunda oluşan satış bedelinin 19/12/2014 tarihinde yatırıldığı ve takip konusu borcun tamamının bu şekilde ödenmiş olduğu dosya içeriğinden anlaşıldığından mahkemece davanın kabulüne karar vermek gerekeceği-
Faktoring işlemine ve temlike konu edilen dava konusu çekteki ciro silsilesinin düzgün olduğu ve çekin ilgili yönetmeliğin 22/2 maddesine uygun şekilde temlik edilmiş bulunduğu ve esasen birleşen dosya davacısı şirketin çekte herhangi bir sıfatının da bulunmadığı dosya içeriğinden anlaşıldığından asıl davanın esastan birleşen davanın ise husumet yönünden ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece 02/03/2016 günlü duruşma oturumunda 'tahkikatın bittiği' tefhim edilmeden (HMK m.184) ve sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunulması amacı ile davet hususu yerine getirilmeden karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Uyuşmazlık için itirazın iptali davası açıldığında aynı konuda menfi tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı-