HMK. mad. 367/1 gereğince, temyiz kararın icrasını durdurmayacağı, yani kural olarak kararın kesinleşmemiş olmasının, kararın yerine getirilmesini önlemeyeceği- Somut olayda, icra takibinin dayanağı olan ..... Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin .... Esas, ... Karar, ..... tarihli ilamı, "eser niteliğindeki görsellerin izinsiz kullanımlarından kaynaklanan 5846 sayılı Yasa'nın 68. maddesi uyarınca istenen telif hakkı tazminatı alacağı"na ilişkin olduğu, ilam, şahsın hukuku ile ilgili olmakla birlikte tarafların şahsı ile ilgili hukuki durumlarında değişiklik yaratan bir sonuç doğurmayıp, sadece malvarlığını etkilediğinden, takibe konulabilmesi için kesinleşmesi gerekmediği-
Birleşen davaların bağımsızlıklarını korudukları; bu sebeple her bir birleşen dava için ayrı ayrı HMK.’nun 297 ve 298. maddelerine uygun hüküm kurulması gerektiği; eldeki somut davada ise mahkemenin yargılamayı sonuçlandırarak tefhim ettiği kısa kararda, “davanın reddine,” denildiği halde, gerekçeli kararda tefhim edilen kısa karardan farklı olarak “esas ve birleşen davanın reddine” denilerek, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmış olduğu; bu durumun HMK.’nun 298. maddesinin ikinci fıkrasına aykırı olduğu-
Davacının 80.000 TL’lik senet yönünden ibra edildiğinden bahisle imzası davalı tarafça inkar edilmeyen belgeyi sunduğu, davalı belgenin birinci sayfası olduğunu ileri sürerek, bir yazı ibraz etmiş ise de bu yazıda davacı tarafın bir imzası bulunmadığından davalı tarafından sunulan yazıya itibar edilemeyeceği-
Kural olarak davacının, senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu yazılı belge ile kanıtlaması gerekeceği-
Davanın icra takibinden dolayı borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu, mahkeme gerekçesinde dosya içinde fotokopisi bulunan belge içeriği esas alınarak davacının davalıya borçlu olmadığı kabul edilmiş ise de söz konusu belgenin aslı dosyaya ibraz edilmemiş olup fotokopi belge üzerinden değerlendirme yapılamayacağı, somut olayımızda davalı tarafından söz konusu belge içeriği kabul edilmediğinden ispat yükü davacıda olup belge aslının olduğunu ispatla yükümlü olduğu-
Davanın senetlerdeki imza inkarına dayanan menfi tespit istemine ilişkin olduğu, mahkemece senetlerdeki imzanın davacıya ait olup olmadığı yönünden inceleme yapılmış ise de ,senetlerin tanzim tarihinden önceki döneme ait davacının resmi kurumlar önünde atılmış imza örnekleri inceleme konusu yapılmamış, bu yönden alınan bilirkişi raporu eksik olduğundan dolayı mahkemece hükme esas alınmasının doğru olmadığı-
Fotokopi belge üzerinde imza incelemesi yapılamayacağı ve fotokopi belge üzerinden düzenlenen raporun hükme esas alınamayacağı, mahkemece senet asıllarının nerede olduğu hususunda davalıya açıklama yaptırılarak senet asıllarının getirtilmesi, ibrazı gerekeceği, senet aslı ibraz edilmediği takdirde ispat yükü davalıya ait olduğundan mahkemece bu husus gözetilerek bir karar verilmesi gerekeceği-
Mevcut alacaklar için yapılan rehin sözleşmesinde alacağın tutarının gösterilmesi bu alacağın belli edilmesi için yeterli olduğu- Müstakbel alacakların temini için yapılan rehin sözleşmelerinde alacağın hangi sebepten doğacağının da açık olarak gösterilmesi gerektiği- Miktarı gelecekte belli olacak alacaklar yönünden kurulan rehin hakkında, yine belirlilik ilkesi gereği olarak, rehnedilen taşınmazın teminat teşkil edeceği alacağın azami tutarı tapu kütüğünde gösterilmek suretiyle tescil edilmesi gerektiği-
Eksik imalat bedeli alacağının giderildiği ve bu yönüyle icra takibinde fazla ödendiği ileri sürülen miktarın istirdatı istemine ilişkin davada, Asliye Hukuk Mahkemesi ilamıyla eksik imalatların neler olduğu belirlenmiş olup, mahkemece, bu eksikliklerin tamamlanıp tamamlanmadığı, tamamlanmış ise ne kadarının kim tarafından tamamlandığına ilişkin konusunda uzman teknik bilirkişi heyeti ile yapılacak keşifli bilirkişi incelemesi sonucu belirleme yapılıp karar verilmesi gerektiği-