Davacının, çekin bedelini dava dışı ..... Oto Taş. Gıda Turizm San. Tic. Ltd. Şti.'ne ödediğini ciro suretiyle hamil olan bankanın elinde bulunan çekin bedelsiz olduğunu iddia ederek menfi tespit isteminde bulunduğu, dava konusu çekte davalı bankanın ciro suretiyle hamil olduğunun anlaşıldığı, dava dışı ..... Oto Taş. Gıda Turizm San. Tic. Ltd. Şti. tarafından ciro yapıldığı, ciro imzası yerinde 'bedeli tahsil içindir', 'vekaleten' v.b. ibareler içermeyen ciroların (T.T.K. madde 689) temlik cirosu olarak yapıldığının kabulü gerektiği, ayrıca rehin cirosu olarak yapıldığına dair de kayda rastlanmayan, dava sonucunda somut olaya uygun düşmeyen gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece olumsuz tespit kararı verilmesi gerekirken ,menfi tespit davasının niteliğine uygun düşemeyecek şekilde olumlu tespit kararı verilmesinin doğru olmadığı-
Uyuşmazlığın tüketici kredisi niteliğindeki Bireysel Kredi Sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, 6502 Sayılı T.K.H.K.'nun 3/1-l, 73/1 ve 83/2 maddeleri uyarınca Tüketici Mahkemesi görevli olduğundan mahkemece işin esasına girilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken görevsizlik kararı verilmesinin doğru olmadığı-
İhtarnamede talep edilen faiz miktarından da davacının borçlu olmadığının tespiti talep edildiğinden eksik alınan dava harcının tamamlatılması, harcın tamamlanması halinde ise, karar tarihinden önce yürürlüğe giren 6101 s. Kanun uyarınca TBK. mad. 88 ve 120'nin, somut olay bakımından değerlendirilmesi, davacının inşaat malzemesi alımı suretiyle yaptığı ödemelerin BK'nın 84. maddesi uyarınca mahsubu gerektiğinin gözetilmesi, davacının menfi tespit istemine konu ettiği dönem için işlemiş temerrüt faizi miktarı ve oranı yönünden ayrıntılı gerekçeli denetime elverişli bir rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Davacının lehtarı olduğu çekin ödeme yapılmadan keşideciye iade edildiğini, keşide tarihinin değiştirilerek, ciro suretiyle davalılara geçtiği iddiasıyla menfi tespit isteminde bulunduğu işbu davada, C.Savcılığının soruşturma dosyasında, keşideci dava dışı şirket yetkilisi çekteki keşide tarihinin kendisi tarafından değiştirildiğini kabul etmiş olup, çekin bedelsiz olarak keşideciye iade edildiği iddiasının, davacı tarafından yazılı belge ile kanıtlanması gerektiği; keşide tarihindeki düzeltme keşideci tarafından kabul edildiğinden ve davalılar geçerli bir ciro silsilesine göre yetkili hamil olduklarından, mahkemece davanın reddi gerektiği-
Davacının, maaşından haksız kesinti yapıldığı iddiası ile manevi tazminat isteminde bulunduğu, aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine karşı süresinde itiraz edip icra takibini durdurmadığı somut olay bakımından da manevi tazminat şartları oluşmadığından manevi tazminata karar verilmesinin doğru olmadığı-
İmza inkarı kıymetli evrakın sahte olarak düzenlendiği iddiası olup mutlak def’ i niteliğinde olduğundan, senet üzerindeki herkese karşı ileri sürülebileceği-
Davacı-karşı davalı vekilince dosyaya sunulan 20.01.2016 tarihli ıslah dilekçesi konusunda mahkemece herhangi bir değerlendirme yapılmadığı, olumlu-olumsuz bir karar verilmediği, öncelikle davacı-karşı davalı vekilinin ıslah dilekçesinin niteliği hakkında açıklama yaptırılarak, dilekçesindeki talebin itirazın iptali davasının alacak davasına dönüştürülmesi mi, yoksa açılmış olan itirazın iptali davasının müddeabihinin artırılması niteliğinde mi olduğu sorulup tespit edildikten sonra, tüm deliller hep birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektiği-
Yazı veya imza inkarına dayalı menfi tespit davalarında takip dayanağı belgedeki imzaya ve yazıya itiraz bulunduğu takdirde bu konuda özel hüküm olan HMK'nun 209.maddesinin uygulanması gerektiği, ancak alacaklı ve borçlu arasındaki hak ve menfaat dengesini gözetmek ve lehine tedbir kararı verilenden aleyhine kararı verilen kişilerin veya 3.kişilerin zararını önlemek bakımından teminat alınması gerektiği-
Alacaklının açtığı itirazın iptali davasının kabulüne dair karar kesinleşmiş olduğundan, davacı-borçlunun açtığı menfi tespit davasının kesin hüküm nedeniyle reddine, diğer davalı hakkındaki davanın ise pasif dava ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği-