11. HD. 26.10.2017 T. E: 2016/7066, K: 5779-
Zamanaşımı iddiasına dayalı olarak menfi tespit isteminde bulunulamayacağı- Süresinde ibraz edilmeyen ve zamanaşımına uğramış olan çekler yönünden taraflar arasında temel ilişki bulunmaması halinde, keşideci ile hamil arasındaki ilişkinin TTK.’nun 732. maddesi çerçevesinde sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre değerlendirilmesi ve uyuşmazlığın buna göre çözümlenmesi gerektiği- Sebepsiz zenginleşme hükümleri gözetildiğinde ispat külfeti keşidecide olup, keşideci sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlamakla yükümlü olduğu-
Mahkemece birleşen davaya yönelik hüküm kurulmamasının isabetsiz olduğu-
Davacı tarafından açılan çek zayii istemine ilişkin dava sırasında dava konusu çek, davalı tarafından muhatap bankaya ibraz edilmiş olup, bu nedenle davalı hakkında dava açılmış olduğu, davalıya husumet yöneltilebileceği gözetilmeden davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Mahkemece hükmüne uyulan bozma kararı doğrultusunda bankacılık konusunda uzman bir bilirkişi aracılığıyla banka defter ve kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmak suretiyle ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp, deliller hep birlikte değerlendirilmek suretiyle varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerektiği-
Davacı bankanın dava dışı olan üçüncü kişi aleyhine icra takibi yaptığı ve takip alacağını Varlık Yönetim A.Ş.’ye temlik ettiği, dava dışı üçüncü kişinin davacı bankada hesabının bulunduğu, ihale bedelinin sehven dava dışı bu üçüncü kişinin hesabına yatırıldığı ve bu kişinin vergi dairesine borçlarının olduğu, vergi dairesinin bu borçlardan dolayı dava dışı bu kişinin hesabındaki paraya e-Haciz koyduğu ve paranın davacı tarafından davalı vergi dairesine ödendiği anlaşılmakla, dava dışı borçlu üçüncü kişinin davalı vergi dairesine borcu olduğu ve bu borca karşılık olarak banka hesabına haciz konulduğu görülmekle, davaya konu olayda, davalı vergi dairesi vergi borcundan doğan alacağına karşılık olarak haciz işlemi uygulayıp parasını tahsil etmiş olduğundan, davalı vergi dairesi yönünden haksız bir zenginleşme söz konusu olmadığından davalıya husumet yöneltilemeyeceği-
Dayanak ilamdaki asıl davada borçlu olmadığına yönelik talep ile birleşen davadaki alacak talebi birbiriyle bağlantılı olup sonuçları itibariyle birbirlerini etkileyeceğinden, birleşen alacak davasına ilişkin kısmının kesinleşmeden takibe konulabileceğinin kabul edilemeyeceği-
Davacı taşınmazı ipotek ile yükümlü olarak satın aldıktan sonra davalı ile tarihinde bayilik sözleşmesi ve ayrıca aynı tarihli “Protokol” başlıklı sözleşmeyi imzalayarak 5 yıl süre ile davalının bayisi olmayı kabul ve taahhüt etmiş olup protokolden anlaşıldığı üzere taşınmazın teminat vasfı istasyonun 5 yıl süre ile işletilmesi sırasında devam edecek olup 5 yıl süreli olan sözleşme bitmeden ve mutabakat sağlanmadan davacının ipoteğin kaldırılmasını isteyemeyeceği- Davalı tarafından başlatılan ilamsız icra takibi itiraz edilmeksizin kesinleştirilmiş ve davacı takibin kesinleştirilmesinden sonra davalı ile tarihli protokol ve bayilik sözleşmesini imzalamış olduğundan davalının icra takibinde kötü niyetli olduğundan söz edilemeyeceği-
Fotokopi belge üzerinde imza incelemesi yapılamayacağı-
Sahtecilik iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkin davada,1. bilirkişi raporunda "bonodaki imzanın davacıya ait olmadığı", daha sonra ek belgelerin de dosyaya ibrazı sağlanarak alınan 2. raporda ise, "imzanın davacıya ait olduğu" yönünde görüş belirtilmiş olup, raporlar arasında çelişkinin giderilmesi için 3. bir bilirkişi raporu alınmış ve bu raporda "imzanın davacıya ait olduğu" belirtilmişse de, son raporun daha önceki raporların alındığı kurum dışında 3 kişilik bilirkişi heyetinden alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, aynı kurumdan alınan rapora itibar edilerek hüküm kurulmasının bozmayı gerektirdiği-