İpoteğin kaldırılması ve menfi tespit talebiyle dava açılmasına karşın menfi tespit istemine ilişkin hüküm kurulmamasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davacının, davalı şirketin temsilcileri tarafından gezi amaçlı götürüldüğü sırada daha önceden düşünmediği ve devre tatil satın almak için de gitmediği halde, yapılan tanıtımlar üzerine hazırlıksız bulunduğu bir sırada imzalamış olduğu sözleşmenin, kapıdan satış şeklinde yapıldığının kabulü gerektiği- Bu tip satışlar, tecrübe ve muayene koşullu satışlardan olduğundan cayma hakkının, ancak hizmetin ifasından sonra, başka bir ifade ile tatil hakkı kullanıldıktan sonra işlemeye başlayacağı ve bu süre içinde sözleşmenin askıda olduğu- Davacının, sözleşmeye uygun kullanımı bulunmadığına göre, bu durumda cayma hakkını kullanma süresi henüz başlamamış olup davacının cayma hakkını kullanmasının mümkün olduğu-
Kambiyo senedine dayalı icra takibinde, takibe dayanak senedin sahteliği nedeniyle açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile icra takibinin durdurulmasına ilişkin dava-
Takipten sonra açılan menfi tespit davasında ancak İİK'nun 72/3. maddesi hükmüne dayanarak HMK'nun 209. ve 170. maddenin kıyasen uygulanarak mahkemenin talebi kabul ettiği, işbu kararda usul ve yasaya aykırı herhangi bir yön bulunmadığı anlaşıldığı-
Ödemenin hangi tarihlerde yapıldığını gösterir tespit kararının, (alacak/istirdat) davasını kabule yeterli kati delil niteliğinde sayılamayacağı- Mahkemece, taraflar arasındaki ipotek sözleşmesi, ipoteğin paraya çevrilmesine dair takip, bu takip sonrasında imzalan protokol, dava dışı kişinin kullandığı konut kredisi, bu kredi kapsamında doğan borçlar, gönderilen ihtarname incelenerek karar verilmesi gerektiği- Kısmı ödeme yapıldı ise bu miktarın borçtan mahsup edilip edilmediği, bu çerçevede bankaca yapılan takibin haksız olup olmadığı konusunda bilirkişi kurulundan rapor aldırılarak karar verilmesi gerektiği-
Davacının verdiği vekaletname ile ihbar olunan kardeşinin mal, hizmet ve kredi aldığı, birlikte kullanarak tasarruf ettiği, bunun davacının yapılan işlemlere muvafakat ettiği anlamına geldiği savunulmuş olup, davalı kooperatifin defter, kayıt ve belgeleri üzerinde kooperatif uygulamaları konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılarak, vekaletname tarihi ile borç senetlerinin imzalandığı tarihi arasındaki dönemde, ihbar olunan kardeşi tarafından alınan vekaletnameye dayalı olarak vekaletname kapsamı dışında davacı adına başkaca işlemler yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise bu işlemlerin dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 s. BK. mad. 38 (TBK. mad. 46) uyarınca, davacı tarafça benimsenip benimsenmediği, taraflar arasında bu hususta bir teamül oluşup oluşmadığı araştırılıp, benimsemenin mevcudiyetinin belirlenmesi durumunda menfi tespit davasının reddine karar verilmesi gerektiği- Takip dayanağı senetlerden 7517 sayılı senet kimyevi gübre kredisine ilişkin olup, vekaletname sadece gübre satın almaya yönelik verildiğinden kredi çekmeye yetki verildiği kabul edilemeyeceğinden senedin de vekaletnamede verilen yetkilerin kapsamı dışında kaldığının kabulü ile, bu senetten dolayı da davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerektiği-
Takip konusu senedin sahte olduğuna ilişkin dosya da herhangi bir delil bulunmadığı gibi yaklaşık ispatta hâkimin, ispat edilmek istenen olayı muhtemel görmesi gerektiği- Diğer bir ifadeyle, iddia edilen olayın doğru olma ihtimalinin, doğru olmama ihtimaline göre ağır basması gerektiği- Dosyada HMK 390.maddesi kapsamında "kesin ispat" koşulu sağlanıncaya kadar "yaklaşık ispat" koşulunu sağlayan bir delil de bulunmadığı anlaşılmakla ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararın yerinde olduğu-
Ev eşyası alacağından kaynaklı icra takibine karşı açılan menfi tespit davasının tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Davacılar ile davalı arasında öğrenci yurdunda konaklama hizmeti verilmesine ilişkin sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlığın dava tarihinde yürürlükte bulunan 4077 s. Kanun kapsamında kaldığı-
Boşanma protokolünden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yönelik menfi tespit davasında görevli mahkemenin Aile Mahkemesi olduğu-