İcra takibine konu belgede düzenleme yeri yazılı olmadığından, ayrıca borçlunun adres bilgileri yanında idari birim de gösterilmediğinden, TTK’nun 776. maddesinde gösterilen bono için gerekli zorunlu şartlar bulunmadığı için, bu belgenin, kambiyo vasfında kabul edilemeyeceği ve bu belgeye dayanarak kambiyo yolu ile icra takibi yapılamayacağı ve dava da sadece icra takibine yönelik olarak açıldığından alacaklının adi belgeden kaynaklanan yasal hakları saklı kalmak üzere davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, kambiyo mevzuatına göre yapılan bir takipten bahsedilip kabul kararı verilmesinin hatalı olduğu-
2009'da başlatılan icra takibinde, şikayet tarihi olan 2013 yılına kadar davacının emekli maaşından düzenli olarak kesintiler yapılmış olup bu durumda davacı-borçlunun bu kesintilere rıza göstermiş sayılacağı, sadece şikayet tarihinden sonra yapılan kesintiler yönünden, 5510 mad. 93/1 uyarınca, iade (istirdat) talebinin kabulü gerektiği-
Hasımsız zayi nedeniyle çek iptali davası ile bu dava sırasında çek hamilinin ortaya çıkması üzerine açılan çek istirdadı davası, birleştirildiği halde hasımsız çek istirdadı davası hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği gibi, hasımsız bir davanın hasımlı bir davayla birleştirilmesinin de usulen mümkün olmadığından, hataen birleştirilen davanın tekrar ayrılmasına karar verilmesi gerektiği-
Nakden düzenlenen senette, ihdas nedeninin davalı tarafından değiştirilmemiş olması halinde, senede karşı addianın ancak senetle ispat edilebileceği, bu konuda kambiyo hukukunun temel prensiplerine göre tanık dinlenemeyeceği-
Keşide tarihindeki kooperatif yönetim kurulunu oluşturan üç kişiden kooperatifi ilzam edecek en az iki imza olması gerektiği halde, kooperatifin yönetim kurulu üyelerinden ikisinin "imza benim değil" şeklindeki beyanları yeterli görülerek bilirkişi incelemesi yaptırılmadan menfi tespit davanın kabulüne karar verilemeyeceği, mahkemece grafolojik inceleme yaptırılması gerektiği-
Kesinleşen Tüketici Hakem Heyeti kararının İİK 38. maddesinde belirtilen ilam niteliğini haiz belge niteliğinde olduğu, bu belgeye istinaden icraen infaz edilen alacak nedeniyle istirdat davası açılamayacağı-
İcra takibinden öne açılan menfi tespit davalarında genel yetki kuralının uygulanacağı- Kesin olmayan yetkinin, HMK'nın 114. maddesinde sayılan dava şartları arasında bulunmadığı gözetilerek re'sen nazara alınmaması gerektiği- Dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmeden, yetki itirazında bulunulup bulunulmayacağı bu aşamada bilinmeden, tensiple birlikte re'sen yetkisizlik kararı verilmesinin , usulün kesin olmayan yetki kuralları ile ilgili hükümlerine aykırı düştüğü ve  hukuki dinlenilme hakkının da ihlali sonucunu doğurduğu-
TBK. mad. 74 uyarınca ceza mahkemesinin verdiği mahkumiyet kararı hukuk mahkemesini bağlayıcı nitelikte olduğundan, menfi tespit davasına bakan mahkemece ceza davası sonucunu beklenerek bir karar verilmesi gerektiği-
İİK. mad. 72/5 uyarınca, borçlu yararına haksız ve kötüniyetli takip tazminatına hükmedilebilmesi için icra takibinde alacaklının sadece haksız olması değil aynı zamanda kötü niyetli olması gerektiği-Takip tarihi itibariyle davalı bankanın alacaklı olduğu belirlendiğine göre davalı bankanın takibinde kötü niyetli olduğundan söz edilemeyeceği-
İcra Müdürlüğü yazısında “Alacaklı vekili tarafından yakalama kaldırma talebinin 9.2.2015 tarih saat 18:10.33 de müdürlüğümüze gönderilmiş olduğu görülüp” belirtilmiş olup, davanın ise 9.2.2015’de 11:03 de yani alacaklı vekilinin icra müdürlüğünden yakalama şerhinin kaldırılmasından önce açıldığı, bu nedenle davanın açıldığı tarih ve saat itibariyle davacının hacizli araçtaki yakalama şerhinin kaldırılmasındaki istemi yönünden hukuki yararı olduğu ve dava açıldıktan sonra bu isteminin konusuz kaldığı ve bu istem yönünden mahkemece davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi ve yargılama giderinin, vekalet ücretinin dava tarihindeki haklılık durumuna göre değerlendirilmesi gerektiği-