Tebliğ işleminin, Tebligat Kanunu'nun 13. maddesindeki şekle uygun yapılmamış olması nedeniyle usulsüz olduğu-
Tarafları aynı olan ve aynı ilamdan kaynaklanan alacaklar için aynı takip dosyası üzerinden harcı yatırılarak alacağın tahsili mümkün iken, makul ve kabul edilebilir bir gerekçe olmaksızın takip başlatılması, usul ekonomisine aykırılık teşkil etmesi sebebiyle, ayrı takip yapılamayacağı-
HMK mad 298/2 gereğince ; gerekçeli kararın , tevhim edilen hüküm sonucuna aykırı olmayacağının düzenlenmiş olduğu; mahkemenin kısa kararı yazıp tevhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak bulunmadığı- HMK mad. 305 uyarınca; açık olmayan veya çelişkili fıkraları kapsayan hükümlerin tavzihinin istenebileceği-
Şikayetçinin “ödeme emri tebligatının boşandığı eşine ait adresine tebliğ edildiği, eski eşi ile birlikte oturmadığı için usulsüz olduğunu” iddia ettiği mahkemece “borçlunun haciz nedeniyle takipten haberdar olduğu ve şikayetin süresinde olmadığı” gerekçesiyle verdiği ret kararının isabetli olmadığı, borçlunun beyan ettiği öğrenme tarihinden önce tebligattan haberdar olduğuna ilişkin dosyada bir işlem bulunmadığından, mahkemece tebliğ tarihinde tebligatı alan şahsın borçlu ile aynı konutta oturup oturmadığının kolluk marifetiyle araştırılması gerekeceği-
İcra mahkemesince verilen kararların kural olarak maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmemekle birlikte aynı takip dosyayı nedeniyle, aynı taraflar arasında ve aynı konuda daha önce verilen icra mahkemesi kararlarının kesinleşmek koşuluyla sonraki şikayet yönünden “kesin hüküm” teşkil edeceği-
Şikayete konu menkul haczedilmesi talebinin reddine ilişkin olarak da karar verilmesi gerektiği-
İcra takibine, asliye ticaret mahkemesince itirazın iptaline karar verilen meblağ üzerinden devam edilebileceği- Temlik edenin takipte alacaklı sıfatı kalmadığından temyiz dilekçesinin reddedilmesi gerektiği-
Borçlu vekilinin talebi, ilama aykırılık şikayeti mahiyetinde olduğundan İİK'nun 18. madde hükmü doğrultusunda taraflar gelmeseler dahi esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, dosyanın 31.10.2013 tarihinde işlemden kaldırılıp üç aylık yasal süresi içinde yenilenmediğinden bahisle HMK'nun 150/5.maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-