Borçlunun, İcra Mahkemesi'ne verdiği dilekçesinde, alacaklı ile boşandıktan sonra 11 sene 10 ay birlikte yaşadıklarını ve geçimini kendisinin temin ettiğini iddia ettiği, borçlunun, dilekçesindeki bu talebi borca itiraz niteliğinde olup, maddi vakalara ilişkin bu itirazının tanıkla ispatının mümkün olduğu-
Bir şikayet olan ihalenin feshi isteminin HMK’nun 118. maddesi anlamında bir”dava”olmadığı bu nedenle şikayet dilekçesini HMK’nun 119 maddesinde yazılı şartları taşımasının zorunda olmadığı; şikayet dilekçesinde şikayet konusu dosyanın yanlış gösterilmesini veya hiç gösterilmemiş olmasını yada karşı tarafın yanlış gösterilmesinin, adresinin belirtilmemesinin şikayetin reddini gerektirmeyeceği-
Borçlu, hesap kat ihtarının tebliğ tarihinden, takibin kesinleştiği tarihe kadar varsa “itfa itirazları”nı bildirebileceği ancak bu itirazın İİK.nun 149/a ve 33/I maddelerine göre “yazılı” nitelikteki belgelerle kanıtlanması gerekeceği-
HMK’nun 26. maddesi uyarınca “hakimin,tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği, duruma göre talep sonucundan daha azına karar verebileceği-
Her davanın açıldığı tarihteki koşullara ve hukuki duruma göre hükme bağlanacağı- Şikayet tarihinde henüz ihale yapılmamış olduğundan, şikayet dilekçesindeki satışın durdurulması ve iptaline yönelik şikayetin incelenmesi gerektiği-
İİK.nun 82. maddesi uyarınca “asıl uğraşısı çiftçilik olan borçlu”nun haczedilmezlik şikayetinde bulunabileceği; bunun için borçlunun bizzat kendisinin ziraaat yapmak zorunda olmayıp tarım arazisinin ortakçıya (yarıcıya) vermek suretiyle işletmesi halinde de bu madde uyarınca haczedilmezlik şikayetinde bulunabileceği – Sahip olduğu fındık bahçesinden borçlunun hissesine düşen miktar yönünden borçlunun halen oturduğu köyde yıllık geçinebileceği miktarın saptanması, haciz konulan borçlu adına müstakilen ve hisseli olarak kayıtlı arazilerin tümünün yılda ne kadar gelir getirebileceğinin belirlenmesi gerekeceği-
Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu-
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu; İİK'nun 16. maddesi kapsamında şikayet niteliğinde olup, aynı Yasa'nın 18/3. maddesi gereğince; şikayetin incelenmesi konusunda duruşma yapılmasına gerek olup olmadığı hususu icra mahkemesinin takdirine bırakılmış ise de, işin niteliği göz önüne alındığında icra mahkemesinin takdirini duruşma açılması yönünde kullanması, tarafların iddia ve delilleri toplanarak varılacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekeceği-
Yerel mahkemece "gerekli hassasiyetin" gösterilerek, sorumluluk doğurabilecek ve yargılamanın uzamasına sebebiyet verebilecek davranıştan kaçınılarak ilk geri çevirme kararında belirtildiği üzere; şikayete konu icra takip dosyası aslının, yeniden tekide mahal bırakılmaksızın, birlikte gönderilmesi için dosyanın mahalline ikinci kez geri çevrilmesine karar verildiği-
Tebliğ mazbatasındaki borçlu adına atılan imzanın inkar edilmesi halinde, bu iddianın mahkemece araştırılması, imzanın şikayetçiye ait olup olmadığının tespiti gerekeceği-