Borçlunun aleyhine başlatılan takibin iptaline ilişkin bahse konu şikayet hakkında inceleme ve karar verme görevinin İcra Mahkemeleri'ne ait olduğu-
Borçlunun hacizlerin ve blokenin kaldırılmasına yönelik İcra Mahkemesi'ne başvurusunun duruşma açılmadan karara bağlanamayacağı-
Taraflardan birinin kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği, aksi halde mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği, UYAP üzerinden yapılan başvuruların incelenmeden davanın HMK. mad. 20 uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
İİK 18/3 maddesi gereğince aksine hüküm bulunmayan hallerde duruşma yapılmasına gerek olup olmadığı icra mahkemesinin takdirine bırakılmış ise de anılan takdir yetkisinin mutlak olmadığı; halin icabına göre işin duruşmalı olarak incelenmesinin gerektiği durumlarda mahkemenin takdir yetkisini duruşma yapmadan yana kullanması gerektiği;somut olayda alacaklı vekilinin, temyiz dilekçesinde, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28. maddesi gereğince karar tarihinden sonra kuruma ödeme yapılması için müracaatta bulunduğunu; ancak idarenin bir takım evrakların eksik olduğunu ileri sürerek ödeme yapmaktan imtina ettiğini; müracaatının üzerinden 30 günlük yasal sürenin geçmesi üzerine icra takibi başlattığını ileri sürmüş olduğu; mahkemece duruşma açılıp taraf delilleri toplanarak sonuca gidilmesi gerektiği-
Borca itiraz yanında işlemiş ve işleyecek faize de itiraz edildiği halde, bu konuda karar verilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Tüzel kişilere tebliğin, yetkili temsilcilerine, bunlar birden fazla ise, yalnız birine yapılacağı, eğer hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler her hangi bir sebeple mutat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliğin, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılması gerekeceği, tüzel kişiye çıkarılan tebligat tüzel kişinin yetkili temsilcisine yapılmamış ve sıralı kişilere yapılmışsa, bunun nedenlerinin açıkça ve ayrıntılı olarak tebligat mazbatasına yazılması gerekeceği-
Borçlunun başvurusunun, İİK'nun 16. maddesi kapsamında şikayet yolu ile ödeme emri tebligatının usulsüzlüğüne ve tebliğ tarihinin düzeltilmesine ilişkin olduğu, bu durumda, anılan şikayeti inceleme görevinin icra hukuk mahkemesine ait olduğu-
Şikayetin konusunun, hacizli malların, istihkak iddia eden 3. kişinin elinde haczedilmiş sayılıp sayılmayacağı, buna bağlı olarak muhafaza altına alınıp alınamayacağına yönelik olduğu; İİK'nun 4. maddesi gereğince icra ve iflas dairelerinin muamelelerine karşı yapılan şikayetlerle itirazların incelenmesi yetkisinin icra dairesinin bulunduğu yer icra mahkemesine ait olduğu; bu hususun kamu düzeni düşüncesiyle getirilmiş kesin yetki kuralı olduğu; haczin talimat icra müdürlüğü'nce yapılması halinde ise, hacizle ilgili şikayetleri incelemeye talimat icrasının bağlı olduğu icra mahkemesinin yetkili olduğu; somut olayda, şikayete konu İİK m. 97. uyarınca haciz ve muhafaza işleminin, ...İcra Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilmesi nedeniyle Kocaeli İcra Hukuk Mahkemesi yetkili olduğundan mahkemece şikayetin esasına ilişkin olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiği-
İİK'nun 89. maddesi gereği borçlunun 3. kişideki hak ve alacaklarının haczi için haciz ihbarnamesi gönderilmesi halinde, 3. kişinin, borçluya ait hak ve alacak var ise haciz gereği işlem yapması, yok ise icra dairesine itirazlarını bildirmesi gerekeceği, bu durum 3. kişinin hukukunu ilgilendirmekte olduğundan, şikayetçinin icra müdürlüğün kararının iptalini istemekte "hukuki yararı"nın bulunduğu-
İcra mahkemesince, öncelikle yetki itirazının kabulünden sonra dosyanın süresinde yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesi talebinde bulunulup bulunulmadığının denetlenerek, süresinde gönderilmesi talebinde bulunulmamış ise takibin açılmamış sayılması gerekeceği-