Tebligat Kanunu hükümlerine göre, borçlu vekiline usulünce duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilmeksizin, "yokluğu"nda yargılamaya devam edilerek, "davanın takip edilmediği"nden bahisle dosyanın işlemden kaldırılmasına, daha sonra da süresinde yenilenmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin isabetsiz olacağı-
İrade bozukluğu hallerinde, feragat ve kabulün iptalinin istenebileceği- İrade fesadı hali ileri sürülmediğinden, mahkemece istemin reddi gerektiği-
İİK'nun 18/son maddesinde, İcra Mahkemesi'nin aksine hüküm bulunmayan hallerde, duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir edeceği, duruşma yapılması uygun görüldüğü takdirde ilgilileri en yakın zamanda duruşmaya çağıracağı ve gelmeseler bile gereken kararı vereceğinin belirtildiği; olayda, borçlu vekilinin İcra Mahkemesi'ne başvuru nedenlerinin ilama aykırılık şikayeti niteliğinde olduğu; bu durumda mahkemece, taraflar gelmese bile işin esası incelenerek gereken kararın verilmesi yerine, HMK'nun 150. maddesi uygulanarak "dosyanın işlemden kaldırılması", daha sonra da "davanın açılmamış sayılması" yönünde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Her dava ve şikayetin, davanın açıldığı (şikayetin yapıldığı) tarihteki koşullara göre değerlendirilmesi gerektiği- Borçlu "kendisine gönderilen icra emrinde yazılı taleplerin aynı takibe konu edilen ilama aykırılığını" ileri sürmüş olduğundan, mahkemece bozma ilamından bahisle itirazın reddinin isabetsiz olduğu-
İlamda faize ilişkin hüküm bulunmamasına rağmen dava tarihinden itibaren faiz talebinde bulunulması halinde, -usul ekonomisi ve alacaklı vekilinin temyiz sebebi nazara alınarak- icra emrinin "işlemiş faiz yönünden iptaline" karar verilmesi gerektiği, mahkemece icra emrinin tümden iptali karar verilmesinin hatalı olduğu-
Hasmın yanlış, hatalı ya da eksik gösterilmiş olmasının, ihalenin feshi talebinin esasının incelenmesine engel teşkil etmeyeceği-
Sıra cetvelini düzenleyen İcra Müdürlüğü'nün adı yazılmak suretiyle hasımsız olarak şikayette bulunulması isabetsiz olduğundan, sıra cetvelinde kendisine pay ayrılan ve şikayet sonucundan etkilenecek olan alacaklı ya da alacaklıların yargılamaya dahil edilmesiye hüküm kurulması gerekeceği, "şikayet"te hasım gösterilmemesi ya da eksik veya yanlış kişiye husumet tevcih edilmesinin talebin reddini gerektirmeyeceği-
Bozma sonrası verilen karar, ilk ilamın devamı olduğuna göre, faizin de ilk ilamın karar tarihinden itibaren işlemesi gerektiği- İlama aykırılık şikayetinin süresiz şikayet olduğu- Asıl alacak için ilk ilamın karar tarihinden itibaren, yenileme emrine esas dosya hesap tarihine kadar ilama uygun faiz hesaplaması yaptırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Bozmadan sonra yapılan yargılamaya, İİK.33. maddesine dayalı icra emrine itiraz koşullarında devam olunacağı- Bozmadan sonra yapılan yargılamada, duruşma gün ve saati, borçlu asile usulüne uygun tebliğ edildiği halde, celseye borçlu ve alacaklı vekili gelmediğinden, HMK. mad. 150 uyarınca, bu tarihte dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi üç ay içinde yenilenmemesi halinde de davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği-
İcra Müdürlüğü işlemlerine karşı, ancak takip dosyası taraflarının şikayet başvurusunda bulunma hakları olduğu gerekçesiyle, hukuki yarar yokluğundan HMK. mad. 114 kapsamında şikayetin reddine karar verildiği; talebin, İcra Müdürlüğü işlemine karşı şikayet başvurusu olup İcra Mahkemesi'nce müzekkerenin muhatabı olan şikayetçinin, şikayette hukuki yararının olduğu gözetilerek işin esası incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-