Her davanın (şikayetin), açıldığı tarih şartlarına göre değerlendirilmesi gerektiği- Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu'nun tüzel kişiliği mevcut olduğundan, mahkemece, işin esası incelenerek haciz ihbarnamesinin iptalini ilişkin şikayet hakkında karar verilmesi gerektiği-
İpotek borçlusu ve kredi sözleşmesinde kefile çıkartılan ihtarname, şikayetçinin ipotek akit tablosu ve kredi sözleşmesindeki adresine tebliğe çıkarılmamış olduğundan, yöntemine uygun hesap kat ihtarı tebliği bulunmadığı ve borçluya icra emri gönderilmek suretiyle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılmasının mümkün olmadığı, bu durumda, ipotek borçlusu ve kredi sözleşmesinin kefiline gönderilen icra emrinin iptali ile yetinilmesi gerekirken, takibin iptaline karar verilmesinin hatalı olduğu-
Borçlunun mahkemece incelenen şikayet ve itirazlarının yanında faiz oranına da itiraz ettiği halde mahkemece anılan talep incelenmeksizin ve bu konuda 6100 Sayılı HMK'nun 297. maddesinde belirtilen ilkelere göre olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Başvuru İİK'nun 68. maddesine dayalı itirazın kaldırılması istemi olup, aynı Kanun'un 70. maddesi uyarınca icra mahkemesince incelemenin mutlaka duruşmalı olarak yapılmasının zorunlu olduğu-
Yargıtay kararına karşı yeniden karar düzeltme yoluna gidilemeyeceği-
Kesin sürenin sonuçları açıkça hatırlatılarak verilmesi gerektiği-
Her dava ve şikayet açıldığı tarihteki hukuki durum gözetilerek hükme bağlanacağı- Dosya borcunun, şikayet tarihinden sonra ödenmiş olmasının, işin esasının incelenmesine engel olmayacağı-
Davadan feragatin, geniş kapsamlı bir beyan olup, HMK'nun 311.maddesi gereğince kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı, feragatın geçerliliğinin, karşı tarafın muvafakatine de bağlı olmadığı, feragat beyanının, etkisini, onu yapanın tek yönlü irade beyanı ile göstereceği-
Takip tarihi itibariyle takip dayanağı yapılan ilam geçirdiği aşamalar sonucunda şikayetçi borçlu hakkında kamu davasının zamanaşımı nedeni ile düşmesine karar verilmiş ve bozma sonrası takip tarihinden önce hükme bağlanan kararda "...TL maddi tazminatın, hakkında mahkumiyet hükmü kurulan sanıklar ...'dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile katılana verilmesine" şeklinde açık hüküm kurulmuş olup, şikayetçi hakkında mahkumiyet hükmü bulunmadığı adının da tazminat sorumluları içinde sayılmamış olması nedeniyle ilamdaki tazminattan da sorumlu olduğunun düşünülemeyeceği ve bu nedenle borçlu hakkındaki takibin iptaline yönelik talebin yerinde olduğu-
Borçlunun "haline münasip" evinin haczedilemeyeceği, icra mahkemesince, borçlunun haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise İİK'nun 82/3. maddesine göre satılmasına karar verilmesi ve satış bedelinden haline münasip mesken için gerekli olan miktarın borçluya bırakılması, kalanının alacaklıya ödenmesi gerekeceği-