HMK'nun 20. maddesinde öngörülen iki haftalık yasal süreden sonra, dosyanın yetkili İcra Müdürlüğüne gönderilmesinin talep edilmesi halinde, mahkemece, re'sen takibin açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği-
Davacının, ödeme emrinin sehven tebliğ alınıp iade edildiği, takibin kesinleşmeden haciz tatbik edildiği ve borçlu ile hiçbir ilişkisinin bulunmadığına dair şikayet talebinin, menfi tespit niteliğinde olmayıp, icra müdürlüğünün işlemini şikayet niteliğinde olduğu ve davaya icra hukuk mahkemesi sıfatıyla bakılması  gerekeceği-
Sigorta şirketinin, sigortalıya tazmin ettiği bedel kadar halef olacağı ve bu durumda borçlunun onayı gerekmeksizin sigortacının sadece ödemeyi ispat ederek takibe kaldığı yerden devam edeceği- Alacaklının ödemeyi kabul etmesinin ispat için yeterli olduğu, alacaklının kabulünün olmaması halindeyse, iddia yargılamayı gerektireceğinden icra mahkemesinde tartışma konusu yapılamayacağı- Mahkemece, takip alacaklısı şikayete dahil edilmek suretiyle, bir ödemede bulunulup bulunulmadığı ile bu ödemenin takip konusu alacakla ilgili olup olmadığı hususunda beyanı alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, icraya bir ödeme yapılmadığından bahisle üçüncü kişinin halefiyet taleplerinin reddi yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Şikayet dilekçesinde ileri sürülmeyen hususların temyiz aşamasında nazara alınamayacağı-
Takip hukukunda asıl olan borcun ödenmesi olup, borçlunun mutlaka meskeniyet şikayetinde bulunduğu semtte veya o yere yakın semtte meskeninin bulunmasının zorunlu olmadığı, bu nedenle, bilirkişi raporunda, borçlunun daha mütevazi yerlerde haline münasip edinebileceği meskenin değerinin saptanması gerektiği,  mahkemece, öncelikle, borçlunun haciz anında kanunen bakmakla yükümlü olduğu kişilerin kimler olduğunun, bu kişiler adına kayıtlı taşınmaz bulunup bulunmadığının, geçimlerini nasıl temin ettiklerinin de belirlenmesi suretiyle borçlunun sosyal ve ekonomik durumunun usulünce saptanması, sonrasında bilirkişiden ek rapor alınarak borçlunun Seydişehir'in daha mütevazi semtlerinde haline münasip evi alabileceği değerin tespit edilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Davaya konu ipotekli taşınmazın başka dosyadan bu dosya alacaklısına ihale edilmiş olmasının borca itirazın esasının incelenmesine engel olmadığı-
Gerçek ya da tüzel kişi olan adi ortaklığın ortaklarından her birinin, adi ortaklık hakkında yapılan takibe yönelik olarak şikayet haklarının bulunduğu, icra mahkemesine "adi ortaklık adına" yapılan başvurunun ise, "aktif husumet yokluğu" nedeniyle reddi gerekeceği- İcra mahkemesince kısa kararda, "Davacının yetki itirazının kabulüne" gerekçeli kararda ise “Davacıların.... İcra Dairelerinin yetkisine itirazının kabulü ile ... İcra Dairelerinin yetkisizliğine, süresinde ve talep halinde icra dosyasının ... İcra Dairelerine gönderilmesine” şeklinde karar verilerek kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki meydana getirildiği-
Halin icabına göre işin duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği durumlarda, icra mahkemesince takdir yetkisinin duruşma yapmaktan yana kullanılması gerektiğinden, mahkemece şikayetin niteliği gereği duruşma açılıp, taraf teşkili sağlanarak karar verilmesi gerektiği- Şirket adına tebliği alan kişinin şirket yetkilisi olmadığı yönündeki iddia hakkında mahkemece herhangi bir araştırma yapılmamasının isabetsiz olduğu- Borçlunun, şikayet dilekçesinde ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek tebliğ tarihinin düzeltilmesini talep etmesi yeterli olup, ıttıla tarihinin bildirilmemiş olması şikayetin incelenmesine engel teşkil etmeyeceği, borçlunun usulsüz tebliğ işleminden haberdar olma tarihinin mahkemece belirleneceği- Muhatabın, şikayet dilekçesinde, "öğrenme tarihi"ni bildirmemiş olması halinde, en geç şikayet tarihinde öğrendiğinin kabulü gerektiği-
Her dava ve şikayet açıldığı tarihteki hukuki durum gözetilerek hükme bağlanacağından, borçlunun şikayet tarihinden sonra icra müdürlüğünce yeniden dosya hesabı yapılmış olmasının, şikayetten açıkça vazgeçilmediği sürece, icra mahkemesinin borçlunun başvurusunu incelemesine engel teşkil etmeyeceği-
Şikayete konu takip beş adet taşınmaz hakkında başlatılmış olup, bunlardan bir tanesinin başka bir takip dosyasında satılmış olmasının, İİK'nun 150/e maddesi gereğince işleyen süreyi durdurmayacağı-