Alacaklı açıkça takipten feragat etmediğinden hacizlerin kaldırılmasını teminen itirazı kayıtla yapılan ödemenin şikayetin esasının incelenmesine engel olmadığı-
TBK. mad. 189 uyarınca; temlik alanın, kendisine geçen haklar yönünden takibe devam etmesinde yasal bir engel bulunmadığı- Alacağın temlikinin muvazaalı olduğu iddiasının, dar yetkili icra mahkemesinde ileri sürülemeyeceği-
Davadan feragat edilmesi nedeniyle öncelikle davadan feragat hakkında Mahkemesi'nce bir karar verilmek üzere; hükmün bozulması gerekeceği-
Vekaletnamede, vekilin davadan feragat yetkisinin bulunmadığı, davadan feragat dilekçesinin verilmesinden sonra da, feragat yetkisini içeren vekaletname sunulmamış olduğundan, borçlu vekilinin davadan feragat beyanı değerlendirilmemiş olduğu- İcra mahkemesince verilen şikayetin reddine ilişkin karar, borçlu vekili tarafından temyiz edilmiş ve temyiz başvurma harcı yerine temyiz karar harcı yatırılmış ise de, HUMK. mad. 434/3 uyarınca borçlu vekiline temyiz başvurma harcını tamamlaması ihtarını içeren muhtıra gönderilmemiş olduğundan, mahkemenin, temyiz talebinin reddine dair ek kararının kaldırılmasına karar verildiği-
İcra mahkemesince borca itirazın İİK. mad. 169/a uyarınca incelenmesi gerektiği; tanık dinlenmesinin hatalı olduğu-
Şikayetçinin henüz adına tescil edilmeyen taşınmazdaki haczin kaldırılmasını istemek konusunda şikayet hakkının doğmadığı; üçüncü kişinin taşınmaz adına tescil yapılmadan şikayet hakkının kullanamayacağı-
Hakimlerin hukuki sorumluluğunun HMK. mad. 47'de öngörülmüş olduğu- İcra mahkemesi kararlarının hüküm ve sonuç doğurması için kesinleşmesine gerek olmadığından, icra mahkemesi kararı ile "ödeme emrinin iptali"nin sonucu olarak taşınmaz üzerindeki haciz kalkmış olacağı ve bu kararın icra müdürlüğüne ibrazı ile mahcuz taşınmaz mülkiyeti üçüncü kişi üzerinde iken, haczin terkin edilmiş olduğu- Alacaklının takip konusu alacağını alıp almayacağı henüz belli olmadığından ve alacaklının tasarrufun iptali davası açabilme, borçlunun başka mal ve alacakları üzerine haciz koydurabilme ve alacağını tahsil edebilme imkanı varken takip dosyası işlemsiz bırakılarak bu davanın açıldığı görülmekte olup davacı vekilinin "geçici veya kesin aciz belgesi almadıklarını İİK'nun 277 ve devamı hükümlerine göre tasarrufun iptali davası da açmadıklarını" beyan ettiği de anlaşıldığından, icra hakiminin davaya konu kararı ile bir zararın meydana geldiğinin söylenemeyeceği-
Mahkemece, kendisini vekille temsil ettirmeyen şikayetçi borçlu lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Şikayet tarihi itibariyle ödeme emri tebliği işleminin düzeltilmesine ilişkin verilmiş herhangi bir icra mahkemesi kararı bulunmadığından, o aşamada hacizlerin kaldırılmasının yasal dayanağının olmadığı-
Meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup; takipte borçlu sıfatı taşımayan üçüncü kişinin bu şikayette bulunmaya hakkının olmadığı-