Mükerrer takip yapıldığına yönelik iddianın şikayet niteliğinde olduğu, icra mahkemesince, "taraflar gelmese bile" işin esası incelenerek gereken kararın verilmesi gerekirken, HMK'nun 150. maddesi uygulanarak "dosyanın işlemden kaldırılması" ve "davanın açılmamış sayılması" yönünde hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
İhalenin feshi istemi HMK'nun 308/2. maddesinde belirtilen tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri bir dava olmadığına göre, ihalenin feshi davalarında davayı kabul mümkün olup, kabulün sonuç doğurması için borçlu tarafından yapılan şikayette hem alacaklı hem de ihale alıcısının davayı kabul etmesi gerekeceği-
İİK'nun 89. maddesi gereği borçlunun üçüncü kişideki hak ve alacaklarının haczi için haciz ihbarnamesi gönderilmesi halinde, üçüncü kişinin, borçluya ait hak ve alacak var ise haciz gereği işlem yapması, yok ise icra dairesine itirazlarını bildirmesi gerektiği- Üçüncü kişi kendisine gönderilen haciz ihbarnamesine ‘borçlunun kendilerinde bulunan alacağı üzerinde muhtelif icra müdürlüklerince konulan hacizler bulunduğunu’ bildirilmesine rağmen, icra müdürlüğünün hacizli miktarın dosyaya gönderilmesine ilişkin karar vermesi durumunda, üçüncü kişinin, icra müdürlüğünün bu kararının iptalini istemekte hukuki yararının bulunduğu-
Mahkemece, şikayetin niteliği itibariyle duruşma açılarak taraf teşkili sağlandıktan ve varsa tarafların gösterecekleri deliller toplandıktan sonra borçlunun ödeme emrinin tebliğine ilişkin şikayeti hakkında karar verilerek, tebliğ tarihine göre borçlunun kambiyo vasfına ilişkin şikayetinin süresinde olduğunun anlaşılması halinde işin esası hakkında karar verilmesi gerekeceği-
İİK'nun 89. maddesi gereği borçlunun üçüncü kişideki hak ve alacaklarının haczi için haciz ihbarnamesi gönderilmesi halinde, üçüncü kişinin, borçluya ait hak ve alacak var ise haciz gereği işlem yapması, yok ise icra dairesine itirazlarını bildirmesi gerektiği- Gönderilen haciz ihbarnamesine verilen cevapta "borçlunun kendilerinde bulunan alacağı üzerinde muhtelif icra müdürlüklerince konulan hacizler bulunduğu" bildirilmesine rağmen, icra müdürlüğü hacizli miktarın dosyaya gönderilmesine ilişkin karar verdiğinden, üçüncü kişinin, icra müdürlüğünün bu kararının iptalini istemekte "hukuki yararı"nın bulunduğunun kabulü gerektiği-
Kısa kararda hükmedilmeyen tazminata gerekçeli kararda hükmedilmesi durumunda, tazminat yönünden temyiz süresinin kararın tebliğinden itibaren başlayacağı-
Her ne kadar 6183 sayılı Yasa'nın 99. maddesinde ihalenin feshinin gayrimenkulün bulunduğu yerin icra tetkik merciinden şikayet yoluyla istenebileceği hüküm altına alınmışsa da somut olayda şikayete konu ihale menkul ihalesi olup ihalenin feshi davasına icra mahkemesinin bakamayacağı-
Alacaklı vekilince yetki itirazının kabulüne ilişkin mahkeme kararının kesinleşme tarihinden itibaren HMK'nun 20. maddesinde öngörülen 2 haftalık süre geçtikten sonra dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesine ilişkin başvuruda bulunulduğundan, mahkemece takibin açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece; borçlunun, şikayet dilekçesinde dayandığı vakıaların dışına çıkılıp, kamu düzeniyle ilgili olmayan, re'sen dikkate alınacak hususlar kapsamında da bulunmayan; "belediyece tellal görevlendirilmediği hallerde ancak icra müdürlüğü çalışanlarının tellal olarak görevlendirebileceği, somut olayda ise tellal olarak görevlendirilenin şoför olduğu" nedenine dayalı olarak ihalenin feshine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Alacaklı vekili takip başlatılmadan önce borçlu idareye başvurulduğunu açıklayarak başvuru belgelerini de temyiz dilekçesine ekleyerek kararı temyiz etmiş olup, İYUK 28 gereğince, ödeme için borçlu idareye başvurulmadan takip başlatıldığı gerekçesiyle takibin iptali istemiyle yapılan başvurunun mahkemece, duruşma açılarak taraf teşkili sağlandıktan sonra görülmesi gerektiği-