Müteselsil borçlulardan biri borcu ödese de diğer borçlunun bu miktarın fazla olduğuna dair şikayetinin incelenmesinde hukuki yararının olduğu-
Akde aykırılık sebebiyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkin davada, davacı ve davalının hukuki dinlenilme hakkını kısıtlayacak şekilde duruşma açılmaksızın evrak üzerinden karar verilemeyeceği-
Yasal mevzuat ve Danıştay’ın 19/02/2003 tarihli emsal içtihadı ışığında; ücret gelirlerinde, vergiden istisna edilen tutarlar ile gelirden yapılacak indirimler Gelir Vergisi Kanunu’nun 23-32 maddeleri aralığında tahdidi olarak belirlendiği, damga vergisi bu istisna ve indirimler arasında sayılmadığı gibi, aynı Yasa’nın 63. maddesinde de gerçek ücrete ulaşılırken yapılacak indirimler arasında damga vergisine yer verilmediğinden, gelir vergisi matrahı belirlenirken damga vergisi brüt ücret alacağından mahsup edilemeyeceği-
İİK.m.18/3 gereğince aksine hüküm bulunmayan hallerde duruşma yapılmasına gerek olup olmadığının icra mahkemesinin takdirine bırakılmış olsa dahi anılan takdir yetkisinin mutlak bir seçimlik hal olmadığı, halin icabına göre işin duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği durumlarda mahkemenin takdir yetkisini duruşma yapmaktan yana kullanması gerektiği- İcra mahkemesince borçlu belediyenin iddiaları üzerinde durularak el atmanın 1983 öncesi olduğu yönünde bilgi ve belge olup olmadığı sorulup değerlendirildikten inceleme yapılması gerektiği-
HMK'nun 20. maddesi hükmü kamu düzenine ilişkin olup kararın alacaklı vekilince temyiz edilmesi halinde dahi aleyhe bozma ilkesinin nazara alınamayacağı-
Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması bozma nedeni olup, bu durumda mahkemece, bozmadan önce verilen kararla bağlı olmaksızın aradaki çelişkiyi giderecek şekilde yeniden karar verilebilmesi için hükmün bozulması gerekeceği-
Alacaklı vekilinin talebi kabul edilerek teminat mektubunun paraya çevrildiği anlaşıldığından; rızai bir ödemeden söz edilemeyeceği; mahkemece şikayetin esası incelenerek karar verilmesi gerektiği-
Kendini bir vekille temsil ettirmemiş şikayetçi lehine vekalet ücreti takdirinin hatalı olduğu-
Mahkemece, şikayetçinin usulsüz tebligat ile ilgili şikayetinin sonucu, meskeniyet şikayetinin de sonucunu etkileyeceğinden, tebligat şikayeti bekletici mesele sayılarak kesinleştikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, hüküm verildikten sonra, ancak hükmün kesinleşmesinden önce davadan feragat edilmesi durumunda ek karar ile davadan feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-