İİK. 169 ve 169a maddelerine göre yapılan «borca itiraz»ın HUMK. 178’de (şimdi; HMK. 118'de) öngörülen- «dava» olmaması nedeniyle, itiraz dilekçesinde HUMK’nun 179. (şimdi; HMK'nun 119.) maddesinde öngörülen koşulların bulunmasının zorunlu olmadığı (bu nedenle borca itiraz dilekçesinde; alacaklı ve vekilinin kimliklerinin belirtilmemiş olması, dilekçede senet lehtarının yanlış belirtilmiş olması, alacaklının/borçlunun isminin yanlış yazılmış olmasının alacaklının «karşı taraf» olarak gösterilmemiş olmasının dilekçenin reddine» neden olmayacağı)—
Avans faizi istenebilmesi için, borçlunun tacir olması ve borcun da ticari işletme ile ilgili olmasının yeterli olacağı, alacaklının da tacir olmasına gerek bulunmadığı-
Borca itiraz duruşmasına gelen alacaklı vekilinin -borçlunun duruşmaya gelmediğini görmesi üzerine- duruşmayı takip etmediğini ve davanın reddedilmesini istemesi halinde -alacaklı vekilinin bu beyanının «davayı takip ettiği anlamında olması nedeniyle- icra mahkemesince masrafı alacaklı vekilinden alınarak yöntemine uygun taraf teşkili yapıldıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, «dava dilekçesinin reddine» şeklinde karar verilemeyeceği—
Borçlunun «takipten önce uygulanan» ve «takipten sonrası için uygulanması istenen» faiz oranına itiraz etmemiş olması halinde, takip öncesi için istenen faiz oranına göre hesaplanan faiz miktarı kesinleşmiş bulunduğundan, bunun değiştirilemeyeceği, ancak takipten sonra istenecek «avans faiz oranı» göre temerrüt faizi oranının icra müdürlüğünce kademeli olarak (dönem dönem değişen avans faiz oranlarına göre) faiz hesabının yapılması gerekeceği—
Takipte bulunan senet hamilinin -İİK. 169a/VI, c: 1 uyarınca- kötüniyetli veya ağır kusurlu olup olmadığı irdelenmeden alacaklı aleyhine -% 20 oranında- tazminata hükmedilemeyeceği—
Mahkemece artırım nedeni gösterilmeden -İİK. 169a/VI uyarınca- alacaklı aleyhine % 20 yerine % 40 oranında tazminata hükmedilemeyeceği—
Senet metninde belirtilen grçek miktarı tahrif ederekborçlu hakkında takip yapan senet alacaklısının «kötüniyetli/ağır kusurlu» olduğu kabul edilerek -İİK. 169a/VI, c: 1 uyarınca- borçlu lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği—
«Borca itirazın reddi» kararı ile birlikte alacaklı lehine % 40’dan (şimdi; %20'den) aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilebilmesi için daha önce icra mahkemesince «icra takibinin muvakkaten durdurulmasına karar verilmiş olması gerektiği—
Takip konusu bonoların -«tanzim yeri»ni içermemesi nedeniyle- adi senet sayılması halinde, bu senetlerdeki alacağın -BK. mad. 125’e (şimdi; TBK. mad. 146) göre- 10 yıllık zamanaşımına tabi olacağı—
Borçlu tarafından «tebligatın usulsüzlüğü iddiası (şikayeti)» ile birlikte «borca itiraz»da bulunulmuş olması halinde öncelikle tebligatın usulsüzlüğü iddiasının incelenip, itirazın süresinde olduğunun tespiti halinde itirazın esasının incelenmesi gerekeceği-