Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 s. BK'nın 126/4. maddesi uyarınca, davacının denetim ücreti alacağı, beş yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu- Denetçilik görevinden haksız olarak ayrılmasına sebep olunduğundan, uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olarak dava tarihinden sonraki dönemi de içerecek şekilde hüküm kurulmasının HMK. 26'ya aykırı olduğu; davacının ayrıldıktan sonra hiç bir denetim görevi yapmadığı gözetilerek belirlenecek tazminattan makul bir indirim yapılması gerektiği-
Davacı taraf açıkça TMK'nun 713/2. maddesinde yer alan; '' … maliki 20 yıl önce ölmüş …'' hukuki sebebine dayanmış olup, aynı fıkradaki '' ... maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan ...'' hukuki sebebine dayalı bir istekte bulunmadığı halde mahkemece davanın bu sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davası olarak nitelenip delillerin bu şekilde değerlendirilmesinin usul ve Yasa'ya aykırı olduğu(HMK. mad. 26)- Davacı tarafın dayandığı hukuki sebebe göre, taraf delilleri toplanarak toplanan delillerle birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Miras payları oranında iptal ve tescil isteğinde bulunulduğu halde, istek aşılmak suretiyle, dava dışı bir mirasçı da olduğu gözardı edilerek, tüm mirasçılar adına tescil kararı verilmesinin isabetsiz olduğu-
Vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davada, konusunda uzman bilirkişiden rapor alınarak, imar öncesi taşınmazdaki davacıların payı gözetilmek suretiyle oranlama yapılarak, davacıların pay oranları belirlenip, bu paylar üzerinden kabul kararı verilmesi gerekirken, m2 belirtilmek suretiyle, infazda sorun oluşturacak şekilde yazılı olduğu-
Talep dışında bir başka icra takip dosyası yönünden de iptale karar verilmiş olmasının hatalı olduğu (HMK. mad. 26)- Davacı taraf, "şirket kuruluşunda 1/2 pay sahibi olan borçlu davalının eşinin, sahip olduğu bu hissenin aslında borçlu davalıya ait olduğunu, diğer şirketin ise aslında diğer borçlu davalıya ait olduğunu" öne sürerek bu şirketlerin pay devirlerinin iptali ile kendilerine cebri icra yetkisi verilmesini talep etmiş ve her iki şirketin de borcun doğumundan sonra kurulmuş olup, borçlu davalılar ile bir ilişkisinin bulunmadığı görünmekte ise de, davacı tarafın iddiası doğrultusunda şirketlerin kurucu ortaklarının kuruluş tarihindeki mal varlıkları ile bu şirketleri kurup kuramayacakları, yine kuruluş tarihinden borçlu davalılar ile her hangi bir para ilişkisi olup olmadığı yönünde bir inceleme yapılmamış olduğundan, mahkemece her iki şirketin kurucu ortaklarının kuruluş tarihindeki mal varlıklarının araştırılması, mal varlıklarının şirket kuruluşu için yeterli olup olmayacağının irdelenmesi, borçlu davalılar ile şirket kurucu ortakları arasında para akışı olup olmadığının soruşturulması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
HMK'nun 26/1. maddesinde "Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir". hükmünün yer alıdı; mahkemece, bu madde hükmüne aykırı olarak talebin aşılması suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisinin usul ve yasaya aykırı olduğu-