TBK. mad. 56 gereğince manevi tazminat istemine ilişkin davada, yerel mahkemece hükmedilen davacı eş için 7.000,00 TL, davacı çocuklar için 10.000,00 TL miktarın -olayın somut unsurları dikkate alındığında- düşük olduğu- Zarar veren araç ticari nitelikte kamyonet olduğundan, dava konusu haksız eylemin TTK. mad. 3 uyarınca ticari iş niteliğinde olduğu ve yasal faize hükmedilemeyeceği- Aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu; her bir davacı yönünden lehine hükmedilen tazminat miktarına göre kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine; reddedilen her bir dava yönünden de davalı lehine ayrı ayrı vekalet ücreti taktir edilmesi gerektiği-
Dava dilekçesinde TMK. mad. 166/1 gereğince boşanma talep edildikten sonra, ıslah dilekçesi ile öncelikle zina sebebi ile boşanma, bu sebep kabul edilmediği takdirde evlilik birliğinin sarsılması sebebi ile boşanmaya karar verilmesinin talep edilmesi halinde, mahkemece, davacının talebi aşılarak TMK. mad. 166/1 ve 161 maddeleri gereğince boşanmaya karar verilmesi yerine, davacının terditli talebi dikkate alınarak öncelikle özel boşanma sebebinin değerlendirilmesi gerektiği-
İtirazın iptali davalarının, dayanağını teşkil eden icra takibiyle sıkı sıkıya bağlı olduğu, bu itibarla, İİK'nın 67. maddesi uyarınca açılan mevcut itirazın iptali davasında, talep dışına çıkılarak başka bir istem hakkında karar verilemeyeceği- İcra takibi yönünden, takip tarihinden itibaren % 30 faiz istenmişse de TBK'nın 120. maddesine aykırı olacak şekilde takip tarihinden sonra işleyecek faiz yönünden % 30 faiz işletilerek takibe devam olunmak suretiyle karar verilmesinin hatalı olduğu- 2 ayrı takip için açılmış, 2 ayrı itirazın iptali davasının birlikte görüldüğü, her bir takip yönünden ayrı ayrı (özellikle yargılama giderleri yönünden) karar verilmesi gerekirken, inkâr tazminatı istekleri hakkında da hüküm altına alınan işlemiş faizi de katarak tek karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi isteği-
Terk (TMK mad. 164) hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma davasında, bu konuda yapılmış bir ıslah da bulunmadan, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
"Reddiyat işleminin kaldırılması"na karar verilmesinden ibaret isteme rağmen, mahkemece bununla yetinilmeyerek, talebin aşılması sureti ile "yapılan ödemenin İİK. mad. 361 gereğince alacaklı taraftan yasal faizi ile birlikte geri alınarak, geri alınacak bu miktarın dava sonuna kadar nemalandırılarak icra dairesince muhafaza edilmesine" de karar verilmesinin isabetsiz olduğu (HMK. mad. 26/1)-
Davacının talebinin reeskont faizi olmasına rağmen mahkemece talebi aşacak şekilde avans faizine hükmedilmesi doğru bulunmadığı gibi, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmemesinin de doğru olmadığı-
HMK'nun 26. maddesine aykırı olarak talepten fazlasına karar verilmesinin hatalı olduğu-
Dava dilekçesinde, en yüksek banka mevduat faizi talep edilmiş olmasına rağmen, mahkemece, hüküm altına alınan miktara avans faiz oranı uygulanması suretiyle talep dışında karar verilmesinin hatalı olduğu-
Hakimin tarafların talep sonucu ile bağlı olup, talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği, ayrıca, taleplerden her biri hakkında verilen hükmün kararda gösterilmesi gerekeceği-
