Müteselsil kefiller yönünden talepte bulunabilmek için öncelikle asıl borçluya kat ihtarının tebliği gerektiği-
Yerel mahkemenin dosyasında söz konusu şirket hakkında istenen ihtiyati haciz başvurusu sırasında borçlular vekilinin itiraz dilekçesinde ve istinaf dilekçesinde belirttiği 81.818.243 TL nominal değerli hisse senetlerinin  mahsup edilerek talepte bulunulduğu ve yerel mahkemece de  bu miktar düşülerek karar verildiği, dolayısıyla 25.000.000,00 TL lik ve 7.500.000,00 TL lik ipoteklerin iş bu dosyada mükerrer mahsup edildiği, bir ipoteğin  birden fazla borçtan mahsup edilmesinin mümkün olmadığı, ayrıca ......Asliye Ticaret Mahkemesinin ..... Esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporuna göre; borçlu şirketlerin toplam borçlarının 365.021.892,39 TL olmasına karşın;  ipotek ve hisse rehin toplamlarının 127.128.243 TL olduğu ve borcun tümünü kapsamadığı  dolayısıyla ilk derece mahkemesince verilen ...... tarihli ihtiyati haciz kararının doğru olduğu bu nedenle borçlu şirketler hakkındaki itirazların da reddine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu hakkında 05/01/2018 tarihinde  haciz tutanağı tanzim edildiği anlaşıldığından, buna göre kesinleşmiş icra takibi bulunması nedeni ile talep eden tarafın bu kapsamda ihtiyati haciz talebi konusunda hukuki yararının bulunmadığı, mahkemece ihtiyati haciz talebinin hukuki yarar yokluğundan red edilmesi gerekirken, vadesi gelmeyen alacaklar için gerekli şartlar oluşmadığı gerekçesi ile red kararı vermesinin hatalı olduğu-
Şirket ortağı ve aynı zamanda çalışanı olduğu ileri sürülen kişinin ve eşinin usulsüz olarak şirket parasını mal edindiği iddiasıyla açılan alacak davasının yargılaması sırasında davalılar hakkında ihtiyati haciz kararı verilmiş olup davalılar hakkında devam eden ceza yargılaması sırasında davalıların usulsüz mal edindiklerine dair bilirkişi  raporunu düzenleyen bilirkişinin görevi kötüye kullanma suçundan ceza aldığı veya bu suçtan hakkında soruşturma başlatıldığı hususlarında delil ibraz edilemediği gözetildiğinde İİK'nın 257. maddesindeki ihtiyati haciz şartlarının oluştuğuna dair yaklaşık ispatın gerçekleştiği anlaşılmakla ihtiyati hacze itiraz edenler vekilinin bu kapsamdaki istinaf itirazlarının yerinde olmadığı-
İhtiyati haciz isteyen davacının davalıya ait işyerinde işçi olarak çalıştığı sabit olup çalıştığı döneme ilişkin işçilik alacaklarının talep ettiğinin, davalıya tebligatın Tebligat Kanunu 35. maddeye göre yapıldığının, davaya bir cevap vermediğinin anlaşıldığı, alacağın yargılamayı gerektirmesinin ihtiyati haciz istenmesine engel oluşturmayacağı, alacaklının alacağının bulunduğuna dair mahkemeye kanaat verecek kadar delil göstermesi yeterli olup, alacağın tam olarak ispatı gerekmediğinden yaklaşık ispatın yeterli olduğu, bu nedenle İcra İflas Kanunu'nun 257. maddesi hükümlerine göre davacının çalıştığı döneme ait işçilik alacakları için ihtiyati haciz talep koşullarının mevcut olduğu, mahkemece isteğin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Görev itirazının reddine ilişkin yerel mahkeme kararları müstakilen istinafa tabi olmayıp nihai karar ile birlikte istinaf edilebileceği- Dosya içeriğinin incelenilmesinden istinafa konu gerekçeli kararın davacıya tebliğ edildiği, davacı vekili tarafından UYAP'tan yapılan incelemede istinaf talebinin oluşturulduğu tarih itibariyle 8 günlük istinaf süresinin geçirildiği, dolayısıyla usulüne uygun yapılmış istinaf talebinin bulunmadığı-
Alacaklı banka tarafından asıl borçlu şirket ve kefilleri hakkında genel kredi sözleşmesine dayalı olarak borçlarının kat edilerek muaccel hale geldiği, bu hususun asıl borçlu şirket ve kefillere ihtarname ile bildirildiği, buna rağmen ödeme yapılmaması üzerine ihtiyati haciz talebinde bulunulduğu ve mahkemece talep kabul edilerek ihtiyati haciz kararı verildiği, verilen kararda İİK'nın 257 ve devamı maddelerine aykırı bir durum olmadığı, borçlular tarafından yapılan itirazda, bankaya karşı tüm akdi ve yasal yükümlülüklerin süresi içinde yerine getirildiği iddia edilmiş ise de itiraz dilekçesi ekinde bu hususa ilişkin bir bilgi ve belge olmadığı gibi bu hususların açıklığa kavuşturulması yargılama yapılmasını gerektirmekle ihtiyati hacze itiraz aşamasında çözümlenebilecek nitelikte bulunmadığından borçlular vekilinin ihtiyati haciz kararına yönelik yasal koşulları taşımayan itirazlarının mahkemece reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik görülmediği-
Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında tazmin yükümlülüğünün olay tarihi itibariyle muaccel hale geleceği, bu durumda geçici hukuki koruma yollarından biri olan ihtiyati hacizde yakın ispat koşulu gerçekleşmiş olup ihtiyati haciz talebinin kabulüne  karar  verilmesi  gerekirken, reddine  karar  verilmesinin  hukuka  aykırı  olduğu-
İhtiyati tedbir/haciz kararı verilmesini gerekli kılacak ölçüde tehlikenin varlığına ilişkin somut bir delil sunulmadığı gibi, bu hususta değerlendirme yapmaya yeter derecede dilekçe ve bankanın kendi içinde yaptığı soruşturma neticesinde düzenlenen rapor haricinde davacının tehlike yaratacak eylem ve işlemlerine ilişkin delil de bulunmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Her ne kadar mahkemece %5 teminat mukabili ihtiyati hacze hükmedilmiş ise de dava konusu olayın özelliği, davalının mala zarar verme, kişi hürriyetinden yoksun bırakma, konut dokunulmazlığını ihlal etme suçlarından verilen  ceza mahkumiyetlerinin kesinleşmiş olduğu; her ne kadar çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan verilen mahkumiyet hükmü kesinleşmemiş ise de; olayın önem ve mahiyeti karşısında, mahkemece teminat mukabili ihtiyati hacze hükmedilmesinin usul ve yasaya ve olayın oluşuna uygun düşmediği; ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir müesseselerinin ruhuna uygun olmadığı-