Muvazaa (TBK 19) nedeniyle tasarrufun iptali davasında uyuşmazlığın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı- Davacının İİK 257/1 gereğince rehinle temin edilmemiş muaccel bir alacağının varlığı tartışmalı olduğundan, alacağının varlığı başka bir davanın sonucuna bağlı olduğundan, ilgili davada tapu iptal yerine bedele hükmedilirse alacak doğacağından, alacağının varlığı kabul edilse bile muaccel olduğu ispat edilemediğinden ihtiyati haciz isteminin reddi gerektiği- Dava bir miktar para alacağına ilişkin olduğu halde ihtiyati tedbir talep edilmesi nedeniyle ihtiyati tedbir gibi nitelendirilerek red kararı verilmesi HMK 33 gereği usul ve yasaya aykırı olsa da geçici hukuki koruma tedbiri talebini reddine karar verilmesinin sonucu itibariyle doğru olduğu-
Kredi kartlarının 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu'nda düzenlenmiş olduğu, bu kanun hükümlerine göre; taraflar arasında düzenlenen sözleşmede bankaya hesabı kat etme ve bunun sonucu olarak sözleşmeyi fesih yetkisi tanındığı, alacaklı banka tarafından bu yetkiye dayanılarak kredi kartı hesabı kat edilerek borçluya ihtarname gönderildiği, hesabın kat'ı ile birlikte kredi kartı borcu muaccel hale geldiği, gerek 5464 sayılı BKKKK gerekse taraflar arasındaki sözleşmede muacceliyet için ihtarla belli bir süre verilmesine ilişkin herhangi bir şart öngörülmemiş olduğu- Bu itibarla, somut olay bakımından İİK. nun 257. maddesinde düzenlenen ihtiyati haciz koşullarının oluştuğu ve yaklaşık ispat kuralı gözetilerek ihtiyati haciz talebinin kabulü gerekirken somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde red kararı verilmesinin doğru görülmediği-
İhtiyati haciz talep eden banka vekili genel kredi sözleşmesine dayanarak davalı kefilden alacak talebinde bulunmuş ve mahkemeye genel kredi sözleşmesini ve eklerini sunduğu; mahkemece yaklaşık ispat kuralı uyarınca ihtiyati haciz isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken, görülmekte olan davanın varlığından bahsederek yazılı gerekçeyle ret kararı verilmesinin doğru olmadığı-
Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği- Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa ve taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz istenebileceği- Alacaklının, ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren on gün içinde kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinden kararın infazını istemeye mecbur olduğu aksi halde ihtiyati haciz kararının kendiliğinden kalkacağı- İhtiyati haczin infazı ile ilgili şikayetlerin infazı yapan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesine yapılacağı-
İhtiyati hacze karar verilebilmesi için diğer şartların yanında muaccel bir alacağın bulunması ve muaccel alacağın varlığının da yaklaşık ispat ölçüsünde kanıtlanması gerektiği-
İhtiyati haciz sırasındaki ikrarının müzayaka altında yapıldığı düşünüldüğünde ve yasal olarak ancak ödeme emri tebliği üzerine senedi inceleme ve itiraz olanağı doğacağı gözönünde tutulduğunda, bu ikrarın ödeme emri tebliği ile doğan imza itirazı olanağını ve dava hakkını ortadan kaldırmayacağının kabulü gerektiği- İhtiyati haciz sırasında borçlunun borcu kabulü harici ikrar niteliğinde olup, bu ikrar, İİK.'nun 169/a maddesinde sayılan belgelerle ispatlanmadığından icra mahkemesince dikkate alınamayacağı-
Vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş bir para borcunun alacaklısının borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği- Alacaklının, alacağın varlığı ile haciz sebepleri hakkında mahkemede olumlu şekilde kanaat uyandırması gerekli ve yeterli olup, buradaki ispatın asıl davadaki gibi tam bir ispat olmayıp yaklaşık ispat olduğu- Kiracının Türk Ticaret Kanunun'da tacir olarak sayılan kişiler ile özel hukuk ve kamu hukuku tüzel kişileri olduğu iş yeri kiralarında 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 323, 325, 331, 340, 343, 344, 346 ve 354'ncü maddelerinin 01.07.2012 tarihinden itibaren 8 yıl süreyle uygulanamayacağı, bu halde kira sözleşmelerinde bu maddelerde belirtilmiş olan konulara ilişkin olarak sözleşme serbestisi gereği kira sözleşmesi hükümlerinin tatbik olunacağı-
Davacı bankanın kredi sözleşmesine dayanarak ihtiyati haciz isteminde bulunduğunu, davacı vekilince sunulan sözleşme örneği, hesap kat ihtarı ve sözleşme dikkate alınarak yaklaşık ispat kuralı gözetilip davacının ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
İİK. mad. 283/2 uyarınca, davanın bedele dönüşmesi halinde teminat karşılığı davalı üçüncü kişinin mal varlığıyla ilgili ihtiyati haciz kararı verilebileceği hüküm altına aldığından, davanın kabulü halinde davalılar taşınmazların bedelleri ile sorumlu olacaklarından, davacının talebinin anılan madde uyarınca uygun görülecek teminat karşılığı kabulü ve davalıların üzerine kayıtlı mal varlıkları ve hakları üzerine taleple bağlı kalınarak ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesi gerektiği- 
Borcun ipotek limit tutarını aşan kısmı ile ilgili ihtiyati haciz talebinin kabulü gerektiği-