Ortak yerde kapı veya merdiven açmanın bir tesis niteliğinde olduğu, bütün kat maliklerinin rızasının gerektiği, meskenin iş yerine çevrilmesinin de kat malikleri kurulunca oy birliğince alınmış bir kararla muvafakat verilmesini icap edeceği-
31.5.1965 gün 4/2 sayılı Yargıtay İ.ları Birleştirme Kararı’nda açıkça vurgulandığı üzere, bir ya da daha fazla köyün, diğer bir köyün idari sınırları içerisinde bulunan mer'ada müşterek yararlanma hakkına sahip bulunmasının mümkün olduğu, bu durumda, çekişme konusu mer'ada taraf köylerinin müştereken yararlanma hakkı bulunması itibariyle, davacı köyün, bu yere ait müstakiliyet iddiasının yerinde olmadığı, ancak, davacı köyün müşterek yararlanma hakkına, davalı köyün hayvanlarını otlanmasına engel olup ceza kesmek suretiyle elattığı anlaşıldığına göre; çekişme konusu mer'ada davalı köyün, davacı köye ait müşterek yararlanma hakkına el atmasının önlenmesine karar verilmesi gerekeceği-
«Muris muvazaası»na dayalı davalarda muvazaaya «karine» teşkil eden bulgular ve mahkemece araştırılacak hususlar («Miras bırakanın satma gereksinimi içinde bulunmaması»nın, «satışların düşük değerle gerçekleştirilmiş olması»nın, «mirasçılardan mal kaçırma, onları miras haklarından yoksun bırakma amacıyla hareket edilmiş olması»nın, «satış bedelinin,miras bırakanın ölümünden sonra terekeden çıkmamış olma-sı»nın, «miras bırakanın, sattığı taşınmazda ölünceye kadar oturmaya devam etmiş olması»nın, «davalının satış bedelini ödeme gücüne sahip olmaması»nın vb. miras bırakanın muvazaalı işlem yapma kasdını gös-tereceği) -
İskan mevzuatı çerçevesinde temlik ve tapu siciline tescil olunan taşınmazların, daha sonra tekrar aynı mevzuat uyarınca başka birine temliki halinde, 2510 sayılı Kanun’un 23 ncü maddesine 3667 sayılı Kanun’la eklenen 3 ncü fıkra hükmünün uygulanması gereğinin 14.5.1984 gün ve 10/4 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararında hükme bağlandığı-
Vergi kaydının, kayıt nizalı taşınmaz yönünü mer’a okuduğu, kayıt hilafının ancak başka bir kayıtla isbat edilebileceği-
Davacıların zilyetliğinin murislerinden irsen intikalen geldiği, hal böyle olunca davacıların dava açma haklarının olduğu, yalnız Medeni Yasa’nın 581. maddesi uyarınca davacıların diğer şeriklerinden muvafakat almaları veya şeriklerin hepsi birlikte dava açmaları ya da miras şirketine tayin ettirecekleri mümessil huzuruyla davaya devam edilerek bir karar verilmesinin gerektiği-
Tapulu taşınmaz malın resmi biçimde yapılmayan satışının kurul olarak geçersiz olduğu, tarafların geçersiz sözleşmeye istinaden yekdiğerinden aldıklarını iadelerinin asıl olduğu, ancak kanunen muteber olmayan harici satışlarda dahi, taşınmaz malın parasını alarak müşteriye teslim eden ve inşaatı görüp men etmeyen malikin inşaata rıza ve muvafakatinin bulunduğunun ve levazım sahibinin iyi niyetli olduğunun kabulünün icap edeceği, zira MK. 650. maddesinde aranılan iyi niyetin, MK. 3 maddesinde yer alan sübjektif iyi niyet olduğu, davacının, çekişmeli yerde bina yapmadan önce harici satış nedeni ile bu yeri teslim aldığı ve tasarrufta bulunduğu, ödenen satış bedelinin bu kullanma karşılığı olduğu, yoksa temliken tescil isteklerinde Yasa'da belirtilen ve iyiniyetli levazım sahibinin binasını inşa ettiği arsa sahibine vermesi öngörülen muhik tazminatın tam karşılığı olarak kabulünün mümkün olmadığı-
Kural olarak Yargıtay’daki duruşma aşamasında belge alınmaz ise de, kamu hukukuna ilişkin hususların bunun dışında olduğu, kadastral mülkiyet durumu, idari nitelik taşıyan imar parselasyon (şuyulandırma) işlemi ile imarın belirlediği mülkiyet ve hak durumuna dönüşmüş ise, kesinleşmiş imar pafta ve çaplarına bakılarak sonuca gitme zaruretinin doğacağı, 3194 sayılı Yasa’nın 18. maddesinde anılan işlemlerin ilgili taşınmaz mal sahiplerine de duyurulmasının (tebliğ edilmesi) öngörüldüğü ve kişilere idari yargı yerinde dava açabilme olanağının sağlandığı-
Davacının verdiği dava dilekçesinin müdahalenin ortaya çıkış şekli bakımından yeterli bir açıklamayı içermediği, bu nedenle yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasının gerektiği-
Somut olayda, bu davadan önce taşınmaz üzerindeki iştirak halinde mülkiyetin taksim ile müşterek mülkiyete dönüştürüldüğü ve satıcı konumunda bulunan davalıların, devre konu belli paylar üzerinde bağımsız mülkiyet hakkı doğmuş bulunduğu cihetle; ifa olanağı kazanan sözleşmeye dayanan davanın kabulünün icabedeceği-