Kesinleşen icra takibinde borçluya, ölü babasından intikal edecek taşınmazlardaki hissesine haciz konulmasında “buna ilişkin icra memurunun işleminde” bir usulsüzlük bulunmadığı; aynı taşınmazda hissedar olan borçlunun kardeşinin kendi hissesine uygulanan bir haciz işlemi bulunmadığından, şikayette hukuki yararının bulunmadığı-
İİK. nun 96 vd. maddelerinde düzenlenmiş olan istihkak iddiasına ilişkin hükümlerin “taşınır mallar” için uygulanacağı, “taşınmaz” üzerine konulan haczin kaldırılması için icra mahkemesine yapılacak başvurunun “şikayet” niteliğinde olduğu ve “istihkak davası” na konu olamayacağı –Takip borçlusunun borcundan dolayı tapu sicilinde 3. kişi adına kayıtlı bulunan bir taşınmazın haczedilmesi halinde 3. kişinin süresiz şikayet yolu ile icra mahkemesinden, bu haczin kaldırılmasını isteyebileceği-
İcra müdürünün alacaklının istemi üzerine istenen yere (istenen mal ya da para üzerine) haciz koymak zorunda olduğu, haczedilmek istenen şeyin/paranın “haczedilemez nitelikte olup olmadığı”na karar vermek yetkisinin, şikayet üzerine icra mahkemesine ait olduğu, bu konuda icra müdürünün bir takdir yetkisinin olmadığı (Not: Bu içtihatlar 6352 sayılı Kanunla İİK'nun 82. maddesine eklenen son fıkra uyarınca geçerliliğini yitirmiştir.)–
3.kişide bulunan mallar üzerine alacaklının talebi üzerine icra müdürlüğünce haciz konulmasında bir usulsüzlük bulunmadığı, bu işleme karşı 3.kişilerin istihkak iddiasında bulunabilecekleri; icra memurunun “haciz mahalinde kiracı olduğu” ndan bahisle haciz yapmaktan çekinmesinin “bir hakkın yerine getirilmemesi” niteliğinde olup, süresiz şikayete tabi olduğu-
İcra müdürünün haciz işlemini yaparken, haciz tarihinde taşınmazın borçlu adına kayıtlı olmasının zorunlu ve yeterli olduğu; haciz konulan taşınmazın MK.'nun 218 vd. maddelerinde düzenlenen edinilmiş mallara katılma rejimi kapsamında bulunup bulunmadığı ya da eşlerin kendi kişisel malları ile diğer eşin borçlarından dolayı MK.nun 269. maddesinden dolayı sorumlu olabileceği miktarın saptanması hususlarının ancak genel mahkemenin bir kararla belirlenebileceği-
Haksız icra takibi ve haksız haciz nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın giderimi için - bu eylem davacının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğinden- tazminat davası açılabileceği-
Usulüne uygun icra kefaleti olsa dahi, hakkında takip yapılan asıl borçlu yönünden takip kesinleşmedikçe icra kefiline “icra emri” çıkarılamayacağı gibi kefil hakkında takibe devam edilip, kefilin malları üzerine haciz konulamayacağı –
Limited şirketlerde kolektif şirketlerde olduğu gibi bilançolarda hesaplanacak kar payının her yıl sonunda muaccel hale geleceği; alacaklının “tasfiye sonucunda borçlu ortağa düşecek paya haciz koydurup 6 ay önce ihbar etmek ve hesap yılı sonunda hüküm ifade etmek koşulu ile” ortaklığın feshini isteyebileceği-