13.07.2004 günlü direnme kararını temyiz eden davalı Belediye başkanlığı vekili Av. Sabit D.’in vekaletnamesi dosya arasında bulunmadığından, dosyanın açıklanan eksik tamamlandıktan sonra Yargıtay’a gönderilmek üzere mahkemesine geri çevrilmesi gerekeceği-
Düzeltilmesi istenen Hukuk Genel Kurulu kararının verildiği 25.05.2005 tarihinde, 5219 Sayılı Kanun'un karar düzeltme sınırını altı milyar TL. olarak değiştiren hükmü yürürlükte bulunduğuna ve müddeabih bu sınırın altında olduğuna göre, karar düzeltme dilekçesinin miktar itibariyle reddinin gerekeceği-
Direnme kararının verildiği 21.07.2005 tarihinde, 5219 Sayılı Kanun'un temyiz sınırını bir milyar TL. olarak değiştiren hükmü yürürlükte bulunduğuna ve müddeabih bu sınırın altında olduğuna göre, direnme kararı kesin olup, temyizinin mümkün olmayacağı-
Aslolan kısa kararda, hüküm fıkrası oluşturulmamış; yalnızca "önceki kararda direnilmesine" denilmekle yetinildiği, o itibarla mahkemece, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiğini belirten HUMK.nun 388.maddesinin açık hükmü gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmesinin doğru olmayacağı, direnme kararının bu nedenle bozulması gerekeceği-
Temyize konu kararda, ilk karara dayanılmayan ve Özel Daire’ce incelenmeyen; bozmadan sonraki kararda dayanılan tanık beyanları irdelendiğinden, yeni bir hükmün bulunduğunun kabulü gerekeceği-
Davalı savunmasını yazılı belge ile ispat edememiş ise de, delil listesinde açıkça yemin deliline dayandığı anlaşıldığından savunmasının ispat için davalıya, davacı tarafa yemin teklif hakkı olduğu hatırlatılarak hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekeceği-
Yerel mahkemece, bozma kararı sonrasında ayrılmasına karar verilen dava dosyası incelenmiş ise de, bozma ve direnme kararı gerekçeleri dikkate alındığında bu durumun direnme kararının bozma doğrultusunda yapılan araştırma sonucunda verilmiş yeni bir hüküm niteliğinde olmadığı, ayrıca bozma kararı ödeme belgelerine ilişkin ise de, dava konusunun 5219 sayılı Kanun ile değişik HUMK. Md. 427. maddesinde belirtilen tutardan fazla bulunduğunun anlaşılmış olması karşısında, dosyanın esasının incelenmesine karar verilmiş olduğu-