Aslolan kısa kararda, hüküm fıkrası oluşturulmamış; yalnızca "önceki kararda direnilmesine" denilmekle yetinildiği, o itibarla mahkemece, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiğini belirten HUMK.nun 388.maddesinin açık hükmü gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmesinin doğru olmayacağı, direnme kararının bu nedenle bozulması gerekeceği-

Taraflar arasındaki "uygulamanın iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 2.Tüketici  Mahkemesince davanın  reddine  dair verilen13.4.2004  gün ve 155-396  sayılı kararın incelenmesi  davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, ...
Aynı doğrultuda