Aslolan kısa kararda, hüküm fıkrası oluşturulmamış; yalnızca "önceki kararda direnilmesine" denilmekle yetinildiği, o itibarla mahkemece, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiğini belirten HUMK.nun 388.maddesinin açık hükmü gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmesinin doğru olmayacağı, direnme kararının bu nedenle bozulması gerekeceği-

Taraflar arasındaki "tespit" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 2.Tüketici Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 20.2.2004 gün ve 258-104 sayılı kararın incelenmesi  davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13.Hu ...
Aynı doğrultuda