Bozma nedenlerinin kamu düzeniyle bir ilgisi bulunmadığından mahkemece her iki tarafın ortak istemi doğrultusunda bozmaya uyulmasının gerekeceği-
Kural olarak mahkemenin “bozmaya uymak” ya da “bu karara karşı direnme kararı vermek” konusunda tarafların istekleriyle bağlı olmayıp takdir yetkisini serbestçe kullanabileceği; ancak bozma nedeninin kamu düzenini bozmaya ilişkin olmadığı ve dolayısıyla bozma nedenlerinin doğrudan doğruya gözetilmesinin gerekmediği hallerde, her iki tarafın da bozmaya uyulmasını istemiş olması durumunda mahkemenin bozma ilamına uymak zorunda olduğu, önceki kararda direnemeyeceği-
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/2. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı sadece menkul mal ve alacak davaları ile sınırlı olup manevi tazminat yanında, hükmün yayımına da karar verilmiş olması karşısında, davada miktar itibariyle kesinlikten söz edilemeyeceğinden kararın, temyiz incelemesine tabi olduğunun kabulünün gerekeceği-
Direnme kararları da dahil olmak üzere, yerel mahkemelerce kurulan hükümlerin temyizinin ve temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay Daireleri ya da Hukuk Genel Kurulu’nca verilen kararlara karşı karar düzeltme yoluna gidilmesinin mümkün olup olmadığı belirlenirken; temyiz ya da karar düzeltme istemi hangi karara yönelik ise, o kararın tarihinde yürürlükte bulunan Kanun hükmünün esas alınmasının gerekeceği-
Seçimlik hakkı hatırlatılmak suretiyle davalıların tapu kaydının yüzölçümü kadar yerin belirlenmesi, teknik bilirkişi tarafından krokisine işaret edilmesi, geriye kalan 96.850,71 m2 yer hakkındaki tapu kaydının iptali ile davacı Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesinin gerekeceği-
Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 388.maddesinde belirtilmiş olup hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekeceği-
Alacağın bir kısmının dava edildiği durumlarda kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir; ancak somut olaydaki gibi davacının alacak miktarının tamamı konusunda bir beyanının bulunmadığı mahkemenin de bu yönde bir belirlemesinin mevcut olmadığı hallerde kısmi davanın konusu kesinlik sınırının altında bulunsa dahi, hükmün temyize tabi olduğunun benimsenmesinin gerekeceği-
Bir karara karşı temyiz ve karar düzeltme yoluna gidilip gidilmeyeceği, kararın verildiği tarihte yürürlükte olan hükümlere göre belirleneceği-
Tahkikata tabi davalarda ıslahın tahkikat bitinceye kadar yapılabileceği; ancak mahkemenin, davadaki istemlerden biri veya daha fazlası hakkında bir tahkikat yapmadığı, bu konuda olumlu veya olumsuz herhangi bir karar vermediği; kurulan hükmün de bu eksiklik nedeniyle bozulduğu durumlar, anılan kararın kapsamı dışında kalıp somut olayda tahkikat evresi bozmadan sonra gerçekleştiği için davacıların bu tahkikatın bitiminden önce, ıslah yoluyla davadaki talep miktarını artırmalarının hukuken olanaklı olduğu-
Bozma kararından esinlenerek, bozmadan önce dosyada bulunmayan ve incelenmeyen dava konusu taşınmazın imar durumuna ilişkin Karşıyaka Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü’nün 03.05.2004 tarihli yazısının getirtilerek incelenmiş olması ve karara gerekçe alınmasının direnme kararını değil, yeni bir hükmün varlığını göstereceği-