Dosya içeriğine, mahiyeti ve kapsamına göre uyuşmazlık, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.<br /><br /> 
Davalı R.' nin borçlu şirketin durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması ve dava konusu menkullerin ticari işletmeye dahil bir kısım malların satış mahiyetinde olması nedeniyle yapılan tasarrufun iptale tabi bulunduğu-
Tasarrufun 02.11.2011 tarihi itibariyle bu tarihten sonra gerçekleşmiş olmasına, borçlunun aciz halinin dosya kapsamı ile sabit bulunmasına ve dördüncü kişinin hem üçüncü kişinin hem de onun borçlu ile ortak olduğu şirketin de vekilliğini yapmış bulunmasına göre "davanın kabulüne" ilişkin kararın usul ve kanuna uygun olduğu-
Uyuşmazlık, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir...
İptale konu tasarrufların davalı borçlu ile eşi ve ortak çocukları arasında gerçekleştiği, davalı borçlunun aciz hallerini en iyi bilebilecek kişiler olduğunu, davalıların alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla tasarrufta bulunduğu gerekçesiyle yapılan tasarrufların icra dosyasındaki alacak, faiz ve ferilerine karşılayacak kadar olan kısmının iptaline karar verilmesi gerektiği-
Aciz belgesinin dava açılmadan, dava açıldıktan sonra veya temyiz aşamasında ve hatta hükmün Yargıtay'ca onanmasından veya bozulmasından sonra bile sunulma olanağı bulunduğu-
Uyuşmazlık, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir...
Uyuşmazlık, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir...
Davalı borçlu dava konusu edilen taşınmazı devrettikten sonra taşınmazda oturmaya devam etmişse de, 17.08.2018 tarihinde taşınmazı devralan 3. kişi davalı H. O. ile davalı borçlunun eşi S. S.arasında kira sözleşmesinin düzenlendiğinin, 18.07.2018 tarihinde S.S.' nin H. A.Ş. hesabından davalı H. O.'nun hesabına 13.200,00 TL 1 yıllık kira açıklamasıyla ödeme yaptığının ve ödeme tarihinin davacının icra takibinde 16.08.2018 tarihinde yaptığı hacizden önce olduğu anlaşıldığından "davanın reddine" ilişkin kararda usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı-
Kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı, davalı borçlu M. A’ın müteahhit olduğu, davalı 3. kişi A. Ç.’in eşi Y. Ç.’in ise gazetede çalışan reklamcı olduğu, davalı borçlu ile bu nedenle bir reklam işi için tanıştıkları anlaşılmış olup davanın kabulü için yalnızca bu şekilde bir tanışıklık yeterli olmayıp, bunun dışında davalı 3. kişi A. Ç.’in davalı borçlu M. A. ile yakın olduğu yada İİK’nun 280/1. maddesi gereğince borçlunun mali durumunu bilebilecek şahıslardan olduğunun ispatlanamadığı anlaşılmakla verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı-