4. HD. 17.01.2024 T. E: 2021/17053, K: 532
Davalı borçluların alacağı karşılayacak mal varlığının bulunmadığı, aciz halinin bulunduğu, davaya konu taşınmazlardaki hisselerin önceden davalı borçlular adına kayıtlı olup daha sonra devirlerinin diğer davalılar adına yapıldığı, dava konusu taşınmaz ve hisselerin pek aşağı değerde devredildikleri, davalı 3. kişilerin borçluların durumunu bilebilecek durumda oldukları, davaya konu tasarrufların davalılar arasında danışıklı işlem ile yapılmış olduğundan tasarrufların iptaline karar verilmesi gerektiği-
Sadece aynı sektörde faaliyette bulunmuş olmanın İİK m. 280-1.maddesi anlamında borçlu şirketin içinde bulunduğu mali durumu bildiğinin kabulü için yeterli olmadığı- Davalı bu taşınmazı inşaat halinde aldığını iddia etmiş olup, satış tarihinde inşaat halinde olduğu tesbit edilirse bu hali ile taşınmaz değeri belirlenerek, aksi durumda devir tarihi itibariyle belirlenen değer dikkate alınarak ve borçlu şirketin devir tarihi itibari ile ticari işletmesinin önemli bir kısmını oluşturup oluşturmadığı şirket kayıtları üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile tesbit edilerek , dava konusu bu tasarrufun ; İİK’nın 280/son maddesi gereğince, ticari işletmenin mühim bir kısmının devri niteliğinde olup olmadığının mahkemece araştırılması gerektiği-
Borcun doğum tarihinin taraflar arasında yapılan ilk sözleşme tarihinin 27.02.2009 tarihi olduğu, alacağın gerçek olduğu ve takibin kesinleştiği, tasarrufun bu tarihten sonra 13.01.2016 tarihinde yapıldığı- Dava konusu taşınmazı devralan davalı üçüncü kişinin taşınmazı devreden davalı borçlu şirketin yetkilisi ile evli olduğu ve İİK m. 280/1 gereğince borçlu şirketin mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilebilecek kişilerden olduğu-
Uyuşmazlık, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir...
Dava konusu taşınmazı devreden davalı borçlu şirket ile devralan davalı 3. kişinin ortağı olduğu şirket arasında ticari ilişki olup İİK'nin 280/1 maddesi gereğince davalı 3. kişinin davalı borçlu şirketin mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilebilecek kişilerden olduğu-
Davacının talebi doğrultusunda tapuda gözüken son malikin kim olduğu tespit edilerek ve davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanması gerektiği- Davalı üçüncü kişinin dava konusu gayrımenkulü alacağına karşılık satın aldığını beyan etmesine, taşınmazın kısa aralıklarla ve düşük bedellerle ve haciz yükü ile birden fazla el değiştirmesi, satış işleminin dahi malik adına davalı borçlu tarafından vekaleten yapılması, rayiç bedel ile tapudaki satış bedelleri arasında bir mislinden dahi fazla fark bulunması, bedelin ödendiğinin ispatlanamamasının yapılan tasarrufun İİK'nın 279/I-2, 278/2-2 ve 280/1 inci maddeleri gereğince iptaline sebep olacağı-
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalılar arasındaki tasarrufun iptali istemine ilişkindir...
Mahkeme ilamına dayalı alacağın başlatıldığı takipte, bu alacağın ödendiğinin (itfa edildiği) ancak; İİK 33 üncü maddesi gereği, icra emrinin tebliği üzerine borçlunun yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak itfa edildiği itirazında bulunup, İtfa iddiasını yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut İcra Dairesinde veya İcra Mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle veya genel mahkemelerde açılacak bir menfi tespit davası ile ispatının mümkün olduğu, tanık beyanı ile ilama bağlı alacağın ödendiğinin ispat edilmesi mümkün olmadığı-
Uyuşmazlık, İİK'nın 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir...
