4. HD. 14.02.2024 T. E: 2023/11925, K: 1538
Tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekeceği- Bu ön koşulların bulunması halinde ise ilgili kanun maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiği- Dava konusu aracın 1/2 hissesinin dava dışı adına kayıtlı olduğu, iş bu davanın dayanağı olan davacı ile davalı arasındaki araç satım sözleşmesinden, dava dışı kişinin, hissedar olması sebebi ile haberinin olmamasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, dava konusu aracın satın alınması için dava dışı kişi tarafından davalı lehine kredi çekildiği, davalıların beyanlarından ve tanık anlatımlarından davalıların aynı durakta çalıştıkları, davacı adına, davacının yeğeni ve abisinin de aynı durakta çalışıyor olmasına göre davalı 3. kişinin davalı borçlunun durumunu İİK 280/1 maddesi gereğince bildiği kabul edilerek, davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Davalı ve borçlunun dayısı, borçlunun kardeşi; davalı borçlunun eşi, borçlunun babası; davalı borçlunun oğlu, borçlunun kardeşi olduğunun anlaşılmış olmasına göre davalı 3. kişilerin İİK 280/1 hükmü gereğince davalı borçluların durumunu bilen veya bilmesi gereken kişilerden olduğunun anlaşılmış olmasına göre "davanın kabulüne" ilişkin karardan isabetsizlik bulunmadığı-
Malvarlığı borçlarına yetmeyen davalı borçlunun, alacaklılarına zarar vermek kastıyla tasarruf konusu taşınmazdaki 3/8 oranındaki hissesini, kayın biraderi diğer davalı 3. kişiye devrettiği, üçüncü kişinin davalı borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastını bildiğinin kabul edilmesi gerektiği ve İİK'nın 280/1. maddesi gereğince tasarrufun iptaline karar verilebilmesi için aranılan esasa ilişkin koşulların oluştuğu-
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, İİK'nın 277 nci maddesine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir...
Mahkemece, dava konusu taşınmazın C Blok, 72 nolu bağımsız bölümün 02.07.2010 tarihinde davalı borçlu tarafından davalıya satıldığı- tasarruf tarihinde taşınmazın gerçek değerinin 140.000,00 TL olarak takdir ve tespit edildiği, ancak taşınmazın tapuda gösterilen satış bedelinin 90.000,00 TL olduğu, ayrıca alıcı tarafından 250.000,00 TL tutarındaki ipoteğin kabul edilmek suretiyle satış yapıldığı- İpotek bedelinin ödenmiş olduğu kabul edildiğinde, taşınmazı satın alan davacının tasarruf tarihindeki rayiç bedelden çok daha fazla bir bedel ile taşınmazı edinmesinin hayatın olağan akışına uymadığı, bu tasarrufun muvazaaalı olarak yapıldığının kabulüne karar verildiği fakat varılan sonucun dosya kapsamına uygun bulunmadığı- 960 parsel C Blok 72 nolu bağımsız bölümün 02.07.2010 tarihinde tapuda 140.000,00 TL na satıldığı- Bilirkişi taşınmazın değerini 90.000,00 TL olarak belirlendiği- Taşınmaz üzerindeki ipoteğin ödenerek satıştan çok önce 01.05.2010 tarihinde borçlu tarafından kaldırıldığı ilgili bankadan gelen yazı ile sabit olduğu- Bu halde ivazlar arasında önemli bir farkın olduğundan söz edilemeyeceği- Davalı üçüncü kişinin borçlunun yakını yada borçlunun içinde bulunduğu mali durumu bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğunun da davacı tarafından ispatlanmadığı ve bu taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği- Dava konularından E.ler 4602 parseldeki taşınmaz 01.06.2010 tarihinde borçlu tarafından davalıya devredilmiştir. Taşınmazın tapudaki satış bedeli 145.000,00 TL olup bilirkişi satış tarihindeki değerinin 192.666,00 TL olarak belirlendiği- Bu hali ile ivazlar arasında önemli bir oransızlık bulunmadığı- Ancak davalı üçüncü kişi ile borçlu M. Tan'ın ortağı ve aynı zamanda borçlu olan C. İ. K. ile akraba olduğu- Bu halde davalının İİK'nın 280/1 maddesi kapsamında borçluların içinde bulundukları mali durumu bildiği veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğunun kabulünün gerektiği-
4. HD. 06.02.2024 T. E: 2022/17174, K: 1162
Borçlu ile davalı 3. kişi daha önceden ortak olduklarından davalının borçlu şirketin mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilebilecek kişilerden olduğunun anlaşıldığı-
Uyuşmazlık, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir...
Borçlu davalı ile bir kısım davalılar arasında yapılan tasarruf işlemlerinde,tasarrufa konu taşınmazların tasarruf tarihlerindeki değeri ile aynı tarihteki rayiç değerleri arasında fahiş fark bulunmadığı, davalıların irtibat içinde ve alacaklıları açıkça zarara uğratmak kastıyla hareket ettiklerinin davacı tarafça ispat edilemediğinden bu davalılar yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği- Davalı ... Nakiyat ile davalı borçlu ve onun sahibi olduğu dava dışı firma arasındaki ticari ilişkinin bilirkişi raporuyla tespit edilmiş olduğu, açıkça alacaklıları zarara uğratma amacını taşıdığı ve bu davalı ile yapılan tasarrufun iptali koşullarının gerçekleştiği- Kendini davada vekil ile temsil ettiren her bir ihtiyari dava arkadaşı için, kendisi ile ilgili olan mecburi dava arkadaşı da gözetilerek ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği- "Aynı köy nüfusuna kayıtlı olduklarına göre davalı borçlu ile davalı üçüncü kişinin birbirlerini tasarruf tarihinden önce tanıdıkları, icra takibinden hemen sonra üstelik iki taşınmazın aynı gün birlikte satılmasının da davalı üçüncü kişinin davalı borçlunun ızrar kastını bildiğini gösterdiğine" ilişkin karşı oyun kabul görmediği-