Dosya içeriğinden her iki şirketin birlikte ticaret yaptıklarının iddia ve ispat edilmemiş olduğu- Salt her iki şirketin aynı alanda faaliyet göstermelerinin, davalı şirketin borçlu şirketin mali durumunu bildiğinin kabulü için yeterli olmadığı gibi borçlu şirketin Tire de, şirketin ise Torbalı da faaliyet göstermeleri ve öte yandan satış bedelinin % 80'lik kısmı 25.11.2016 (satış günü) 1.197.000,00 TL 02.12.2016 günü 303.000 TL olarak borçluya gönderilmiş olması nedeniyle, ticari hayatta, böyle bir alışverişte ( 1) hafta sonra kalan küçük bir kısmının ödenmesinin tarafların birbirini yakından tanıdıkları anlamını taşımadığı-
Tasarrufa konu taşınmazların davalı borçlu şirket adına kayıtlıyken grup halinde ve rayiç değerinin çok altında bedel ile satıldığı- Tasarrufa konu taşınmazların değerinin çok altında, toplu olarak ve yakın tarihlerde birbirini ve borçluyu tanımadığını iddia eden davalı 3. kişiye , onun tarafında davalı 4. kişiye satıldığı, tapuda yapılan satış işleminde üçüncü kişinin vekili olarak hareket eden kişi ile satın alan davalının bir dönem aynı iş yerinde çalıştığı ve sözü geçen satış işleminde davalının vekili olarak işlem yapan kişinin diğer davalı şirketinin temsilcisinin eşinin kardeşi ve aynı zamanda şirketinin eski ortağı olduğu, devralan 4. ve 5. kişi olan davalının ödeme belgesi sunmamış olmasına göre kötüniyetlerinin ispatlanmış olacağı- Başka bir alacaklı tarafından aynı tasarrufların iptali için aynı davalılar aleyhine açılan davanın emsal ve kuvvetli delil nitelikteki olduğu-
4. HD. 27.02.2024 T. E: 2023/1328, K: 2132
Davalılar arasında usul füru ilişkisi bulunması ve satış bedeli ile rayici arasında bir misli fark olması nedeniyle tasarrufların İİK m.278 ve 280 uyarınca iptaline, İİK m. 283/2 uyarınca taşınmaz bedeline isabet eden miktarın davalı üçüncü kişiden tahsiline karar verilmesi gerektiği, bedelden borçlunun da sorumlu tutulmuş olmasının hatalı olduğu-
Dava konusu havale işlemlerin kronolojik sıralamasına bakıldığında ve 410.000,00 TL ödemenin dava dışı F ve davalı O arasında başkaca bir ticari işleme ilişkin olduğunun da davacı tarafından da ispat edilememiş olduğu, söz konusu işlemlere ilişkin bilgilerin X Bankası'nın 06.11.2018 tarihli yazısı ekinde olmasına göre söz konusu talimat evraklarının sonradan düzenlenmiş adi belge niteliğinde de kabul edilemeyeceği - Dava konusu gayrımenkulün tapuda gösterilen bedel haricinde 410.000,00 TL ödemenin dava konusu gayrımenkul satışına ilişkin yapılmış olduğunun anlaşıldığı, dava konusu gayrımenkulün gerçek değeri ile ödenen bedeller toplandığında arada misli aşan fark olmadığının da belirlendiği, dolayısıyla davanın reddinin isabetli olduğu-
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalılar arasındaki tasarrufun iptali istemine ilişkindir...
Uyuşmazlık, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir...
Uyuşmazlık, İcra İflas Kanunu'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir...
Dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile gerçek değeri arasındaki fahiş farkın bulunduğu, tasarrufun hacizden itibaren geriye doğru iki sene içerisinde yapılmış olduğu, taşınmazı devredenin devralanın kuzeni olduğu, tarafların bu nedenle bu taşınmazları devreden ve devralan davalıların alacaklıya zarar verme kastı ile hareket ettiği, taşınmazın dış kapı zilinde " ..." isminin yazılı olduğunun tespit edildiği gerekçesi ile tasarrufun iptali davasının kabulü gerektiği-
Haciz tutanaklarının İİK'nın 105 inci maddesi anlamında aciz belgesi niteliğinde olduğu- Yargılama sırasında takip konusu borcun ödenmiş olmasından ötürü davanın konusuz kaldığı, dolayısıyla karar verilmesine yer olmadığı-