Taraflar arasındaki uyuşmazlık, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir...
Davalılardan dördüncü kişi S. B. ve beşinci kişi V.D.yönünden (İİK. 282. maddesi hükmüne göre kötü niyetli üçüncü kişi) İİK. 278/3-2 maddesinin uygulama yeri bulunmadığı- Dördüncü ve beşinci kişi konumundaki kararı temyiz eden davalılar S. B. ve V.D. yönünden ivazlar arasındaki fahiş fark davanın kabulü için yeterli olmayıp kötü niyetlerinin ispatlanmış olması gerekir. Bunun dışında taşınmazın birbirine yakın tarihlerde devredilmesi de davalı S. B. ve V.D'nin kötü niyetli olduğunu göstermeyeceğinden ve bu davalıların davalı borçlunun mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen ya da bilmesi gereken kişilerden olduğu da ispatlanamadığından davanın dördüncü ve beşinci kişi konumundaki S. B. ve V.D. yönünden reddi ile İİK'nun 283. maddesi gereğince davalı üçüncü kişi F.B.' nin taşınmazı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında tazminatla (davacının alacak ve ferileriyle sınırlı olmak üzere) sorumlu tutulması gerekeceği-
Uyuşmazlık, tavzih istemine ilişkindir...
4. HD. 26.09.2023 T. E: 6146, K: 9846
Somut olayda İİK’nun 278/3-1 maddesinin uygulama olanağı olmamasına rağmen bu madde uyarınca tasarrufun iptaline karar verilmesi doğru olmamakla birlikte İİK’nun 280/1. maddesi gereğince, davalı borçlunun kardeşi olan davalı N.G.'nin borçlunun mali durumunu ve alcaklılarını ızrar kastını bildiği veya bilmesi gerektiğinin kabulünün gerektiği- bu madde kapsamında davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgı sonucu gerekçede hata edilerek İİK'nun 278/3-1 maddesi uyarınca kabul kararı verilmiş olmasının doğru olmadığı-
Tasarrufu gerçekleştiren ile davalı üçüncü kişi arasında doğrudan akrabalık bağı olmadığı, baldızının eşi ile anılan şahsın uzaktan akraba olduğu, ancak bu akrabalığın derecesi belirlenemediği gibi İİK'nın 280/1.maddesine göre borçlunun mali durumunu bildiği ya da bilmesi lazım gelen kişilerden olduğunun somut olarak ortaya konulamadığından davanın reddi kararının yerinde olduğu-
Tanık beyanlarından üçüncü kişi şirketin sahibi G.T.' nin önceden borçlunun yanında çalıştığı, işcilik alacaklarına mahsuben taşınmazı aldığının beyan edildiği, diğer dördüncü kişi C.Ş.' nin ise borçluya çıkartılan tebligatları işçisi sıfatı aldığının dosya kapsamından anlaşıldığı, bu nedenle davalıların İİK'nın 280/1 maddesi gereğince de borçlunun mali durumunu bilebilecek şahıslardan olduğunun da sabit olmasına göre "davanın kabulüne" ilişkin kararda isabetsizlik bulunmadığı-
Uyuşmazlık, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir...
Davalı borçlu şirket ile araçların devredildiği davalı 3. kişi şirketin faaliyet alanlarının aynı olması, ticaret siciline kayıtlı adreslerinin aynı yerde bulunması ve davacı tarafından davalı borçlular hakkında yapılan icra takibinde borçlu şirketin ticaret siciline kayıtlı adresinde 28.03.2018 tarihinde yapılan hacizde borçlunun taşınıp gittiği bu adreste davalı 3. kişi şirketin vergi levhasının bulunduğunun tespit edilmesi dikkate alındığında, davalı 3. kişi şirketin İİK'nun 280/1. maddesi kapsamında davalı borçluların mali durumu ile alacaklılarını ızrar kastını bilebilecek kişilerden olduğunun anlaşılmasına göre "davanın kabulüne" ilişkin kararın usul ve kanuna uygun olduğu-
Davalı borçlu şirket dava konusu edilen aynı yerdeki 6 adet taşınmazını aynı gün aynı tapu devir senedi ile diğer davalı 3. kişi şirkete devretmiş olup, bu hususun İİK'nun 280/son maddesi gereğince ticari işletmenin mühim kısmını devir niteliğinde olduğunun anlaşılmasına göre mahkemece verilen "davanın kabulüne" ilişkin kararın usul ve kanuna uygun olduğu-