Mahkemenin 'mahkumiyet kararı'nın Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde açık olması ve kararın dayandığı tüm kanıtların ve bu kanıtlara göre mahkemenin ulaştığı sonuçların iddia, savunma ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmelerin, sanığın eyleminin ve suçun ne olduğunun açık olarak gerekçeye yansıtılması gerekeceği–
İİK'nun 74. maddesinin içeriğine uygun beyanı içermeyen (örneğin; 'yaşayış tarzına göre geçim kaynaklarını açıklamayan'; 'her türlü kazanç ve gelirine göre takip konusu borcu ne şekilde ödeyeceğini belirtmeyen'; 'gerek kendisinde ve gerekse üçüncü kişilerde bulunan mal, hak ve alacaklarından borcuna yetecek miktarı bildirmeyen') beyanların 'gerçeğe aykırı beyanda bulunma' suçunu oluşturmayacağı–
Takip borçlusuna ödeme emri tebliğ edilip takibin kesinleşmesi sağlanmadan, üçüncü kişiye çıkarılan "1. haciz ihbarnamesi" üzerine, "üçüncü kişinin yaptığı itirazın gerçeğe aykırı olduğu" iddia edilerek cezalandırılması istenemeyeceği–
Herkesin evinde bulunabilecek (haczi kabil olmayan) -ve takip konusu borcu karşılamaktan uzak- ev eşyalarının 'mal beyanı' sırasında borçlu tarafından bildirilmemiş olmasının 'gerçeğe aykırı beyanda bulunma' suçunu oluşturmayacağı–
Sanığın, ödeme (icra) emrinin tebliğinden önce, başka icra dosyaları nedeniyle üzerinde çok sayıda haciz bulunan (ve takip konusu borcu karşılamaktan uzak olan) taşınır ve taşınmazlarını mal beyanı dilekçesinde bildirmemiş olmasının, İİK. 338'e göre suç teşkil etmeyeceği–
İİK'nun 351 inci maddesindeki, "Şikâyetçi, dilekçe veya beyanında göstermiş olduğu delillerle bağlıdır" hükmü karşısında, borçlu sanığın taşınmazın satışından elde ettiği paranın akıbeti hakkında şikâyetçi tarafından bir iddia ve delil de sunulmadığına göre, bu yönde araştırma yapılmaması eksiklik olarak değerlendirilemeyeceği-