Mal beyanı dilekçesinde bildirilen menkullerin değerinin gösterilmesinin zorunlu olmadığı-
Mal beyanı dilekçesinde taşınmazdaki hissesini bildirmeyen sanığın eylemi gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunu oluşturacağı-
Yaşam tarzına göre geçim kaynakları bildirilmeyen mal bildiriminin geçersiz olması nedeniyle gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunun da oluşmayacağı-
Borçlu sanığın mal beyanı dilekçesinde bildirmediği taşınmazın değeri ile hacizli dosyadaki alacak miktarı belirlenerek, taşınmazın satışı hâlinde hacizli dosya borcu ödendikten sonra bu dosya alacağı için bir miktar para kalıp kalmayacağı saptanarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdiri gerekeceği-
Kira sözleşmesinde, "Kira bedelinin her ay peşin" olarak ödeneceğinin kararlaştırılmış olması, diğer taraftan iki yıllık kira bedeli karşılığı mecurun ince inşaatının kiracı tarafından karşılanacağına ilişkin bir hüküm bulunmaması karşısında, gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunun oluştuğunun kabulü gerekeceği-
"....Sabit gelirinin bulunmadığını, geçici günlük işlerde çalıştığını..." beyan eden sanığın, mal bildiriminde bulunduğu tarihten bir yıl öncesinden beri sigortalı olduğu ve düzenli şekilde gelir elde ettiğinin anlaşılması karşısında, gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun kabulü gerekeceği-
Kooperatif ortaklarının, kooperatife olan apel borçları, kooperatif alacaklıları tarafından haciz edilemeyeceğinden, kendisine gönderilen birinci haciz ihbarnamesine itiraz eden üçüncü kişi (ortak) hakkında İİK. 89/IV'e göre "tazminat" ve "ceza davası" açılamayacağı–
Haciz ihbarnamesine karşı gerçeğe aykırı beyanda bulunan üçüncü kişi hakkında -İİK. 89/IV ve 338 uyarınca- icra mahkemesinde hem tazminat hem de cezalandırma isteğiyle açılan davaya "ceza hakimi sıfatıyla" bakılması gerekeceği–
İİK. 89/IV ve İİK. 338 uyarınca mahkemece sanıklar hakkında "beraat kararı" verilmiş olsa dahi, "şikayetçinin tazminat talebi" hakkında da olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekeceği–
