Vekilin borçlu-sanık adına icra dairesine verdiği "mal beyanı dilekçesi"nin gerçeğe aykırı olmasından borçlu-asilin sorumlu tutularak cezalandırılamayacağı–
Borçlu-sanığın mal beyanı dilekçesinde bildirmediği ve haciz sırasında tesbit edilen taşınır mallarının değerinin borcu karşılayacak düzeyde olmaması halinde, 'gerçeğe aykırı beyanda bulunma' suçunun oluşmayacağı–
İİK'nun 74. maddesinin içeriğine uygun beyanı içermeyen (örneğin; 'yaşayış tarzına göre geçim kaynaklarını açıklamayan'; 'her türlü kazanç ve gelirine göre takip konusu borcu ne şekilde ödeyeceğini belirtmeyen'; 'gerek kendisinde ve gerekse üçüncü kişilerde bulunan mal, hak ve alacaklarından borcuna yetecek miktarı bildirmeyen') beyanların 'gerçeğe aykırı beyanda bulunma' suçunu oluşturmayacağı–
Sahip olduğu taşınır ve taşınmaz malları hakkında (bunların değerlerini de belirterek) ayrıntılı bilgi içermeyen ve yaşam tarzına göre geçim kaynaklarını, borcunu ne şekilde ödeyeceğini açıkça dilekçesinde belirtmeyen borçlunun bu eyleminin «mal beyanında bulunmama» suçunu (İİK. 337) oluşturacağı–
Takip dayanağı ödeme emrinde, icra müdürünün mühür ve imzasının bulunmaması halinde, borçlu hakkında İİK. 338'e dayalı olarak mahkumiyet kararı verilemeyeceği–